siz 12 eylül darbesinin bittiğini mi sanıyorsunuz

entry3 galeri4
    1.
  1. tabii ki bu düşünceyi ilk ortaya koyan ben değilim. 12 eylül darbesi uygulama olarak bitti, ancak izleri de zihniyeti bugün devam etmekte.

    12 eylül zihniyetinin devam ettiğini gösteren örnekler vereceğim, bunlar çoğaltılabilir. bu örnekleri okuyunca birçoğunuz 'ama nasıl olur, bu normal bir durum, bu örnekteki olay aynen devam etmelidir, eleştirilemez.' tepkisi verecektir, bundan adım kadar eminim. çünkü tahsil hayatımız boyunca bize 12 eylül zihniyetinin yanlışları doğruymuş, normalmiş gibi aşılandı.

    tarihten ve teoriden bahsetmeden gündelik hayattan otoriter, totaliter, militarist zihniyete dair örnekler:

    ilkokulda andımızı okumamız.

    okullarda saç uzatmanın yasak olması.

    kızlar ve erkeklerin cinsiyet rolünü derinleştiren, yani insanları kalıba sokan uygulamalar.(kızlarımız çorap giyecek, saçları şöyle olacak, erkeklerimiz asker tıraşı yapacak...)

    okulların eğitim ve bilimden çıkıp cezaevleri gibi kontrol altında tutulması (güvenlik kameraları, duvarlar, teller, işkence olarak da müdürler ve yardımcıların psikolojik baskısı) (cezaevlerinin durumuna değinmedim)

    10 kasım, 23 nisan, 19 mayıs gibi önemli günlerde öğrencilerin zorla törene katılımının istenmesi, hava şartları uygun olmasa da ayakta tutulmaları vs...

    özel günlerin başına konan 'atatürk'ü anma' ifadesinin aslında masum olmaması, darbeciler tarafından konmuş olması, yani atatürk zamanında olmaması. sonuçta atatürk'ü kullanarak gençlik ve çocuk bayramlarına militarist bir bakış açısı kazandırmak.

    her bürokratik işlem için ankara'ya gitmek zorunda olmak. (merkeziyetçiliğin dibine vurmak.)

    atatürk'ün söylemediği sözleri kamu kuruluşlarında çok rahatça kullanarak toplumu otoriteye itaate zorlamak.

    sorunları siyasiler yerine ordunun çözebileceği inancının yerleştirilmesi, askerlerin sürekli medyaya siyasi demeçler vermeleri.

    okullarda siyaseti yasaklamak, öcü gibi göstermek. aslında o kadar omursuz bir yasaklama ki resmi ideoloji ve eğitim sistemi babalar gibi milliyetçi, ırkçı, yobaz, ayrılıkçı ve toplumu bölücü bir eğitim sistemi dayatırken diğer taraftan kimsenin siyasetle ilgilenmemesini istiyor okullarda. yani vaziyete karşı söz söylediğinizde yaftalanmanız, dışlanmanız, anormal ilan edilmeniz başka bir örnek.

    okullarda, kamu kuruluşlarında itaatin, otoriteye koşulsuz saygının artık tavan yapması. bir müdürün yanına girerken on takla atıp, amuda kalkmak, ceket iliklemek, 45 kere sayın müdürüm demek, emredersinizi ağızdan eksik etmemek. yani müdür aslında devleti temsil ettiği için (devletin müdürü) toplum genelinde otoriteye başkaldırının istenmemesi.

    toplumun kendi kendisinin jandarması haline gelmesi. yani 'zararlı' düşünceleri olanların ne söylüyor diye dinlenmeye bile gerek duymadan hemen yaftalanarak dışlanmaları.

    haberlerde magazine ayrılan sürenin onda birinin 12 eylül darbesine ayrılmamış olması.

    posta'nın, hürriyet'in türkiye'nin en çok satılan, okunan gazeteleri olması.

    ...

    biz milliyetçilik, militarizm ve totalitarizmle kendi kendimizin jandarması olup beynimizin büyük kısmını ve enerjimizi bunlara ayırırken dünyadan müze ve tarihi eser manzaraları:

    auschwitz museum:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/30338/+

    science museum:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/30340/+

    efes antik kenti:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/30339/+

    machu pichu:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/30336/+

    - bu müzeleri, eserleri neden koydun?
    - insanlık tarihiyle yüzleşip ders alıyor, birikim sağlıyor. bi de beynimizi hamasetten başka şeylere ayırmanın faydasını göstermeye çabalamak.

    şu yazı da zamanın darbecilerinin bugün nerelerde, kimler olduğunu göstermek açısından faydalı olabilir:
    http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=57767

    bi de bu var sımaylisi:
    #5736747
    5 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 1-2 saat içinde yeniden dirildiğine inandığım gündür. çok darbeliydi be sözlük...

    (bkz: 12 eylül galatasaray darbesi)

    not: be$ikta$lıyım, yaralıyım.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük