milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkede yapılan siyasetin, bireyleri değil kitleleri savunduğundan dolayı ortaya atılmış bir iddiadır.
herhangi bir parti içerisinde yüzlerce/binlerce/onbinlerce insan yer alıyor. gençlik örgütleri vs.
öncelikle mecliste temsil için seçilen insanlar milyonların tercümanı nasıl olabilir? kişisel menfaatler için parti içerisinde diğer parti üyelerinin/vekillerinin arkasından iş çeviren insanlar varken nasıl güvenilebilir bu örgütlere?
bağımsız adaylar.
belli kitlelerin sesi olmalılar. kürt kökenli vatandaşlar (seçilenin amacı ne olursa olsun) bunu başardı. kendi düşüncelerini savunacak vekil/ler gönderdiler. işte tüm kitleler de bunu yapabilmeli ve düşüncelerini meclise taşıttırmalı bir bağımsız aday aracılığıyla. hayvanseverler, yeşilciler, aleviler, sanatçılar vs.
herkes kendi hakkını savunacak bir vekil göndermeli, mevcut sistem buna elverişli değil.
siyasi partiler her zaman gereksizdir!
ek: "kürt halkı kendini temsil ettiriyor." gibi bir sözüm olmamıştır yukarıda görüldüğü üzere. sebebi her ne olursa olsun bir vekil seçebilmişlerdir bağımsız olarak. tabi olayı beyinle anlamak var, götle anlamak var. göt oturur kafa düşünür!
demokrasi çerçevesi içinde kalınırsa irdelenebilecek bir aşırı iddia. üstü kapalı verilmeye çalışan diktatörlük övgüsü gazları için dile getirildiğinde ise kaale alınması zaten abes olan bir iddiadır aynı zamanda.
toplamda elli-altmış tane siyasi partimiz olmasına rağmen, ülkedeki siyasi kültürün düzeyine baktığımızda gerçeklik payı yüksek olan önerme. hepisi zarar ziyan arkadaş.
bir bakımdan doğru önermedir.aslında gerçek demokrasi böyle olmalıdır fakat eğitim seviyemizin düşüklüğünden dolayı uygulanması çok güçtür. çünkü vatandaşımızın eğitim seviyesi iyi durumda değildir ve bu sebep onların kolayca kandırılmasına neden olmaktadır. eğitim seviyesi yükseldikçe insanlar, seslerini daha iyi duyurabilir ve böylelikle hedeflenen demokrasiye daha da yaklaşabiliriz.
şu anki durum ise tamamen cehalettir. siyasiler halkın cehaletini kullanıp istediklerini elde etmektedirler. bunlara direnen insanlar ise susturulmakta, sansürlenmekte, sesleri kestirilmeye çalışılmaktadır. bu durumun demokrasiyle ilgisi olmadığı gibi diktatörlük ve benzeri uygulamaların apaçık bir sonucudur. kuvvetler ayrılığı ilkesi bozulduğundan dolayı bu diktatörlük gün geçtikçe pekişmektedir.
halk bu şekilde eğitimsiz kalmaya, sorgulamamaya ve biat etme kültürüne devam ederse ülkeyi hiç de aydınlık bir gelecek beklemeyecektir.
demokrasinin milletin kendi temsilcisini belirlemede özgür olduğu anlamına geldiğini kabul edersek demokrasinin sağlanması açısından doğru önermedir. ülkemizde siyasi partilerin aday belirlerken en önemli noktalarda merkez yoklaması yahut aday yoklaması yöntemini kullandığını düşünürsek demokrasinin gerçekleşmesi açısından zaten siyasi partilerin olmaması gerekir. ayrıca bu durum milletvekillerinin mecliste ''milleti'' temsilden uzaklaşıp parti istekleri doğrultusunda hareket etmesine yol açar. ülkemizde parti demek de parti lideri demek olduğundan ülkenin genel siyaseti bir kaç ''liderin'' ya da belirli bir kesimin istekleri doğrultusunda şekillenir. oy veren vatandaş da sandığa o zarfı bırakırken kime oy verdiğinden habersizdir.