siyasal partilerin; belirli hukuk ölçütleri çerçevesinde belirli hukuk kurallarını çiğneyerek, yasak ve yasal olmayan hakları savunarak, devleti zor durumda bırakma koşuluyla savunduğu konuların ve halkı güç durumda bırakan zararlı faaliyetlerin sonucunda yüksek yargının vermiş olduğu kararlardır.
halkın seçip meclise gönderdiği insanların "bu halk salaktır kimi seçtiğinin farkında değil" diyerek ellerinden vekilliklerinin alınması ve siyasi partilerinin kapatılmasıdır.
ülke standartlarına ve daha önemlisi çıkarlarına uygun olmayan partinin açılması kadar trajiktir.
neymiş efendim en çok parti kapatılan ülkeymişiz de, ne ayıpmış.
kapatılan her partinin alternatifi değişik isimlerle varlığını sürdürürken,
kapatıldığı günün ertesi "göt değiliz artık adımız popo" diye ortaya çıkarlarken,
parti açma kuralları, sınırları ülke çıkarına ters düşüyorken,
parti kapatmayı politika ayıbı olarak addediyoruz.
örnekleri sayısız bunların. elini sallayan siyasi tüzel kişilik olarak varlığını sürdürüyor ülkemizde.
üniversite mezunu değilsen kapıcılık yapamadığın memlekette, ilkokul mezunu vekiller temsil ediyor seni.
halkın seçip meclise gönderdiği insan diyoruz bir de utanmadan.
hangi halk neye göre seçiyor vekilini?
kriteri ne bu halkın?
makarna kömür mü? (akp halkı)
özerk bölge, dil savaşı mı? (bdp halkı)
siyasetsiz muhalefet mi? (chp halkı)
faşizm mi? (mhp halkı)
komünizm mi? (tkp halkı)
.....
halkın vekili filan yok o mecliste ahali... kapatılan parti de halkın bilmem ne kriterine uymak için değil, kendi amaç ve çıkarları için orada olan gereksiz güruhlar.
parti kapatılmasına ah vah etmekten daha önemlisi; parti açarken, açtırırken ülken için ne derece faydalı olacağı.
yoksa açılan da kapatılan da ; ak it kara it, hepsi it oğlu it.
