Tüzükte ne yazarsa yazsın, siyasi partilerin özellikle seçim dönemlerinde ihtiyaç duyulan getir-götür işlerinde görevlendirilen uzuvlardır.
Hangi parti olursa olsun bu insanlar bir araya gelince kendilerini hemen nimetten sayıp kendilerine dahil olmayan kesimi küçük görme, dışlama, aptal yerine koyma eğilimine geçiyorlar. Hür irade ile hareket eden bir bireyin herhangi bir topluluğa aidiyet duyması gerekmez hatta mantıksızdır. Çünkü topluluğun olduğu yerde ortalama hareket edilir her zaman. Bu veya benzer sebeple tepeden birinin vermiş olduğu emri veya düşünceyi ben niye paylaşayım? Onun fikri benim fikrim olmak zorunda mı? Bu fikirleri ortaya süren kişi benden daha mı zeki?
Örnek vereyim; Birçok fahiş hatası olduğunu bildiğimiz şu andaki yönetimin Rus jetini düşürmesi olayında başarılı olduğunu düşünmekteyim. Her ülkenin bir sınırı vardır ve bu sınırı aşarsanız güvenlik ihlalinden dolayı vurulursunuz ya da ihlal ediyorsanız vurulabilme riskini göze alırsınız. Neyse konuya dönelim, bu davranış biçimi başka bir lider tarafından yanlış olarak değerlendirildi. dahil olunulan bir gençlik kolundakiler de yukarıdakiler dedi diye aynı söylem ve tutumu sergiliyorlar. Bu çok yanlış bir tutum tarzıdır. Ne yazık ki bir olayı sorgulamayan gençlik her kesimde bulunmakta. Bunları söyleyenler bu kollara dahil olmayabilir ama dahil olanlar sanki beyinlerini ilk üye olurken girişte dolaba kitlemiş gibi, dahil olduğu grubun lideri ne derse onaylama yoluna gidiyor hatta kendisi ile çelişen bir davranış veya cümle olsa dahi onu savunma yoluna geçiyor.
Bir olay olduğunda sakin olun, onu tez antitez sentez oluşturup kendi süzgecinizden geçirin kendinize ait düşünceleriniz ve fikirleriniz olsun. Fikirlerinizi kelepçelemeyin, özgür kalın , klişelerden kaçının.