kötü ve yaşadığım bir olaydır.
ne kadar severseniz sevin, siyasi görüş işin içine girdiği zaman çok farklı şeyler oluyor. sizin fikirleriniz ona ters geliyor, onunkiler size. konu açıldığı gibi sürekli kavga. eğer ciddi düşünüyorsanız bu koca bir kaya gibi karşınıza çıkıyor. bir süre sonra bu konu çok büyüyor ve çok ciddi tartışmalar başlıyor. sonunda hüsranla sonuçlanan; üzüntü, buruluk ve anlam veremediğiniz duygular içinde oluyorsunuz. çünkü severek ayrılıyorsunuz. gönül isterdi ki aynı siyasi fikirler içerisinde olalım. fakat imkansız birşey. hele ki aşırı derecede ilgiliyseniz siyasi konularla. ne sizin onun fikirlerini benimseme şansınız var ne de onun sizin fikirlerinizi benimseme şansı. isteseniz de olmuyor. kızıyorsunuz kendinize böyle bitmemeliydi diye fakat çok ciddi bir konu elinizden hiçbir şey gelmiyor.
siyaset bazı insanların hayatında en öncelikli belirleyendir. diyelim ki sosyalistiz ve sağcı bir insanla evlendik. bir de çocuğumuz oldu ve ona değerlerimizi vermeye çalışıyoruz. eşimiz kızımızı sevindirmek için barbi'li çarşaflar, kaliteli olduğunu düşündüğü marka kıyafetler alırken bas bas bağırıyoruz, ''ihtiyacı yok, bu meta fetişizmidir.'' diye. sonra biz kızımızı eylemlere götürmeye kalktığımızda ya da ilk sol kitapları verdiğimizde eline bu sefer baba başlıyor ''o daha çocuk, anlamaz ki.'' diye. siyaseti hayatının her alanına sokmuş insanlar için imkansız bir şeydir bu şekilde yaşamak. hiçbir konu üzerinde uzlaşamayan insanların ilişkisi, aşkı, saygısı, sevgisi ne kadar sürer ki. o yüzden en iyisi eğer ki siyaset sizin için vazgeçilmezse, en baştan sizinle aynı yolda yürüyen bir insanı sevmeye çalışmaktır.
evlenmeden önce birbirlerinin siyasi görüşlerini konuşmayan çifttir. birbirini tanımadan bilmeden evlenmek çok büyük bir mantıksızlıktır. ülkücü bir adamla solcu bir kızın bırak evlenmesi, birlkte olması bile bir garip. haydi bunları geçtim sosyalist biriyle anarşist birinin bile birlikteyken sorun çektiği gerçeği de vardır.
biz babadan-anadan böyle birşey görmedik.
ailesine karşı işlevi sadece annelik yapmak olan o şefkat abidesi aynı zamanda kültürel birikimi ile beni 300 kere şamarlayacak olmasına rağmen. siyasal konulara girmez eşini yani babamı tambir teslimiyet ile tasdik ederdi. böyle yufka yürekli bir asilzadeyede ancak böyle bir bey yaraşır, eskinin hızlı delikanlırından olan peder bey siyasi davalarından ötürü tahsilini tamamlayamamış lakin kitabını yazmıştır. sert mizacının etkisini azaltmak için sanırım, çok ince biz mizah anlayışı bahşedilmişti. ve ailesine egemen bir babaydı.
hasılı kelam biz böyle şeyler görmedik. babamın siyasi görüşü farklı olsaydı eminim annem hiç yadırgamadan o görüşüde benimserdi.
boşanmak mı? ben yüksek sesle dahi birbirlerine hitap ettikleri işitmedim..
anneler kutsaldır, babalar gibi.
kaybetmeden değerlerinin bilin..
bende dahil etrafımdaki uyumlu çiftlerin hemen hepsi farklı siyasi görüşlerdedir. bence aynı siyasi görüşte birisi ile beraber olmak daha sıkıcı. o yüzden böyle bir ayrılık varsa da altında yatan sebep başkadır.
henüz rastlanmamış olmasını düşünmek abesle iştigal etmektir. olasıdır ben de bir arkadaşımın anne ve babsasının bu sebeple ayrıldığını anımsadım tekrardan. lakin konuyu dünya görüşü çerçevesine oturtursak ortak asgari müştereklerin olmasını önemserim çiftlerde.elbet düşünce farklılıkları olacaktır fakat keskin farklılıkların sorun yaratabileceğini düşünmekteyim. konuyu parti tutma mantığından öte,var olan ideolojik keskinlik açısından algılamakta yarar var. büyük farklılıklar, dünya görüşü ayrılıkları mutsuzluk sebebi de olabilir kişisel hayata dair.