her üç dört yılda bir, kendi söylemleriyle ve eylemleriyle çelişen, yüce karakterli ve onurlu siyasetçilere bakıldığında çok rahat anlaşılabilecek bir gerçektir.
cahil insanlar kanunları-yasaları eleştirir.
toplumsal olarak yaşanan olumsuzlukların kaynağını yasalar-kanunlar (kanun ve yasa farklıdır. aynı anlamda kullanılmaz) görüp "yasalar-kanunlar yetersiz, kanunlar yasalar uygulanmıyor vb" diye çare üretir.
aptal insanlarsa yönetim-idareyi eleştirir.
hangi rejim sistem olursa olsun - baştaki yönetici ne olarak tanımlanırsa tanımlansın, idarenin yasalar ve kanunların yanı sıra ahlak ve etik değerlere, adalet ve sorumluluk, akıl ile vicdan dışı uygulamaları idare değişince - hükümet, iktidar gidince son bulacağı sanılır.
akıllı insanlar ne yasaları, ne kanunları, ne de idarecileri (buna sistemi de katabiliriz) eleştirir.
insanlık tarihi boyunca varolmuş ilkel kavim-toplulukları ve bu topluluk başında şeflere, ilk şehir devletlerine, oradan derebeylikte senyorlar, imparatorlukta krallara ve günümüzde devlet ve devlet başkanlığı, cumhurbaşkanlık, liderliklere medeniyet denen kavramı incelerseniz asla bir kişi-kişilerin-grupların eseri olarak medeniyet ortaya çıkmamıştır.
medeniyet o içinden çıktığı toplumun eseridir.
toplumun başında olan idarecisinden, toplumun tabii olduğu - yönetildiği kanunları, yasları ve sistemi, toplumun sosyal sorumluluğu, bir arada yaşama kültürünü, ahlak ve etik değerleri yanında sorumluluğu o toplumda olan halk belirler.
bu değerleri size hiç bir idareci, rejim, sistem, yasa, kanun kazandıramaz.
ne bileyim, bir inanç sahibbi olup bir yaratıcı inancınız varsa ve bu yaratıcıyı allah, tanrı, rab, ahura mazda, buda, zeus, odin vb ne adla anıyorsanız anın yaratıcı bile bu değerleri size veremez - size kazandıramaz.
öyle ya...
eğer yaratıcı bunu başarmış olsaydı insanlık tarihi boyunca binlerce din, binlerce yaratıcı inancı, binlerce peygamber, binlerce öğreti ve en son 4 kitap olmazdı.
yaratıcı başarmış olsaydı tek bir din, tek bir yaratıcı insanlık tarihinde yer ederdi.
toplumun sanatçısı ve siyasetçisi o toplumun aynada yansıyan yüzüdür.
aynaya bakıp çirkinliğini gören birinin aynayla kavga etmesi aptallığını yapıp siyasetçi - yönetici eleştirisi yapıp, idareci, sistem-rejim, yasa, kanun değişince yaşanan olumsuzluklar biter aptallığını sergilemeyin.
insanlık tarihi boyunca yönetici sorun olmamıştır.
Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “Burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu.
bu insanlar sahip olduklarını korumak, sahip olamayanlar sahip olmak için, olan da olmayan da daha fazlasını istediği için ona bu imkanı ne pahasına olursa - nasıl olursa olsun kazandıracak insanı (kendisi gibi olanı) seçti.
bunun için hangi rejim, sistem ne olursa olsun idarecileri ve idareyi, gücü tanımlayan-şekillendiren yasalar kanunları eleştirmek aptallıktır.
burada en masum olan idarecilerdir. onlar toplumun istediği ve kabulü üzerine başta olduklarını unutmayın.