siyasette samimiyet

entry4 galeri0
    1.
  1. var olmayan başlık. hatalı format. bir şey bulunamadı durumu.
    sen şimdi siyaset yapıyorsun adamım. (sana yaptırmıyorlar kadınım, üç yaprağına küs) projeler uyduruyosun. vaatler veriyorsun. verdikçe veriyorsun. (sen de veriyorsun kadınım, don't panic only feel it) dünyayı geziyorsun, ülkeni geziyorsun. muhalefetle takışıyorsun. entrika denizinde yüzüyorsun. aman bre, ben gelmem bi daha diyorsun, karalı kuranlı açılımlar tepikliyorsun, dilini korumaya çalışırken kendi kendini lal ediyorsun, vatan-millet-sakarya söylemlerine mevzi alıyorsun ve daha alıyorsun da alıyorsun. adamım paso alıyorsun. (kadınım sen entrika kısmının baş aktörüsün, ama bak dil işte aktörsün...) sonra biz aklı selimcik yığınlar samimiyet avına çıkıyoruz. nerde...siyasette...kimde...siyasetçide...
    aptalca ama masumane bir beklenti tabi bu. ama boş, nafile. samanlıkta iğneyi bulabiliriz belki halime ile, ama siyasette samimiyeti bulamayız. özellikle de şu son dönem gelinen nokta ciddi anlamda hiç de insani ve etik bir boyutta değil. hal böyle iken, böyle duygusal bir tavır sergilenmesini beklemek absürd kalıyor, bu beklenti bir hak olduğu halde.
    belki de siyasette kadının rolü daha ön planda olmalı. daha yatak odası temasında değil. ama belki de, siyaset öyle bir dehliz ki, kadını da iyice çirkinleştirecek, hissizleştirecek. ki zaten, kadınım diye siyaset yapanların da nasıl erkeksileştiğini de biliyoruz ya...(adamım suçlu tek sen değilsin)
    neyse, siyasette samimiyet yok. nokta.
    0 ...
  2. 2.
  3. türkiyede görülmeyen, görülsede başı ezilen bir durumdur. Özlenendir..

    edit: bunun neyini eksiledin be adam. samimi, dürüst siyaset yapan parti varda ben mi bilmiyorum.
    1 ...
  4. 3.
  5. çok muhabbet tez ayrılık getireceği için siyasette samimiyet yoktur. ayrılık olmaması için çok yalan resmi adam kayırma rüşvet vardır. zira her şey türkiye içindir.
    0 ...
  6. 4.
  7. siyaset kavramının oluşması, kökleşmesi ve "insan" merkeziyetinden zamanla uzaklaşması üzerinden incelenmesi gereken müphemdir. tarihte insan odaklı olmayıp, bireyi sürü psikolojisi üzerinden "gütmeye" kalkan nice yönetimler geldi geçti. kimi zaman "ideoloji" denen kinlerimizi maskeleştirdiğimiz dogmalar üzerinden, kimi zaman ise farklı vaat ve kandırmacalarla sentezlenen yönetimler vasıtasıyla yönetildik. hiçbiri gerçekten de demokrasi denen sonbahar yaprağını yakalayamadı da. hatta bırakın ona sahiplenmeyi, onu bir araç olarak görenler de oldu.

    peki nedir bu demokrasi, ben söyleyeyim. demokrasi günümüzde bir sürü psikolojisi manipülasyonudur. 49 a karşı 51 in üstünlüğüdür. yani sayısal bir olgudur. sayısal üstünlük kuran cemiyetin diğeri üzerindeki etkisidir. dolayısıyla insan odağından çoktan uzaklaşmış, kitle kontrolüne girmiştir.

    siyaset samimiyet kaldırmaz. çünkü şahsi menfaatlerin, "mülkün" bu denli kutsallaştırıldığı; kadrolaşmanın, kayırmacılığın bu şiddetle yürütüldüğü bir dünya siyasette samimiyeti geri plana itecektir. dolayısıyla durum biraz da konjonktürel. yönetimin odağına adalet duygusunun, inancın, hakkaniyet duygusunun oturtulmadığı bir dünyada samimiyet her zaman geri planda olacaktır.

    siyaset temiz amaçlara ulaşmak adına oynanan pis bir oyundur. tabi, günümüz aktörleri bazında.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük