Ne olduğundan çok nasıl yapıldığı daha önemlidir ve bu genel olarak "korku" ile yapılır.
ülkemizi ele alırsak; seksen dönemi dendi ki;
"kominizm gelecek. herkesi köleleştirip, kişiliğimize, malımıza ve hatta namuzumuza el koyacak." bu bir şekilde korku yarattı.
diğer bir taraftan;
"faşizm gelecek. kendi gibi düşünmeyen herkesi ve her şeyi yok edecek." bu da bir şekilde korku yarattı.
diğer bir taraftan;
"din elden gidiyor!" bu başlı başına bir korkuydu zaten.
Sonrasında darbe oldu ve bu korkular yerini güven ortamına bıraktı. sonrasında halk askerden korktu, kendisine samimi gelen ve herkesi kucaklayacağını vaad eden özal'ı başa getirdi. Süngü kısa vadede güvenilir olsa da her zaman korkulan bir şeydi.
Bu kısa bir örnekti ve tüm insanlık tarihine baktığımızda bir çok örneği görülebilir. Ancak daha derin incelendiğinde ve düşünüldüğünde görülecektir ki korku üzerinden yapılan siyaset kısa vadede işe yarasa da uzun vadede geçerliliğini kaybedecektir. Çünkü bu korkuların çoğu sunni ve gerçekleşmeyecek şeylerdir.
işte burada devreye siyaset bilimi giriyor. Bu korkuları yönlendirebilir ve değiştirebilirseniz, sürekli hakim güç olursunuz.
Gerekirse kendi ikiz kulelerinizi ve vatandaşlarınızı öldürürsünüz. sonra bunları yapan teröristlerin peşine düşer, operasyonlar yaparsınız. korkuyu yaratır ve bunu yönetirsiniz.
bunu başka bir ülke yaptığında kolaylıkla görebilir ancak kendi içinizde olduğunda kabul etmek istemezsiniz.
gezide yan yana durup; "diktatör tayyeap'e karşı direniyoruz" diyenlerin babaları, birbirini faşist ya da kominist diyerek döven, vuran kişilerdi. Demek ki korkular değişince, taraflar da değişebiliyormuş.
Burada önemli olan, bu korkuyu kimin yarattığı ve yönetmeye çalıştığıdır.
Gönül ister ki siyaset korku üzerinden değil de gerçekten bir plan dahilinde ve insanlık menfaati için yapılsın. Ancak "insan, insanın kurtudur" diye düşünürsek, menfaatler çakıştığında, ortada ne hümanizm kalıyor ne de değerler.
adam ormanda bir kadına tecavüz ediyor. Bu sırada başka bir adam kadını o adamın elinden alıyor ve ona güvenmesini, onu ormandan çıkaracağını söylüyor. Ormandan çıkarana kadar o adam kadına tecavüz ediyor. Başka bir adam gelip yine kadını kurtarıyor ve bu durum böyle sürüp gidiyor. işte siyasetin tanımı budur. Siken iktidar sikilen ise mevkidir. Eğer bir gün o kadını gerçekten tecavüz etmeden ormandan çıkaracak kişi gelirse onun yolundan sonuna kadar gidin.
Ülkeyi yönetmeyi bilmeyen birine mi oy vermek istersiniz sadece 80 vekil çıkatanlara ?
Yoksa senelerdir bu işi ustalıkla yapan büyük partilere mi vermek istersiniz.
iyi düşünün, Oyunuz boşa gitmesin
dünya üzerindeki en gereksiz, en boktan olgudur. dinler ve ırklar ile beraber, dünya üzerindeki çatışmaların ana kaynaklarındandır. insanı dostuna düşman eder, öyle pis bir şeydir.
sakız gibi olmuştur türkiyede. milletvekili çocukları bizler kadar kafa patlatyor mu acaba. hayır onlar lüx otellerde okuyacakları özel okulların açılmasını bekliyorlar.
Türkiyede nefret edilmesi gereken ama cumhuriyet düzeniyle yonetildigimizden ötürü de gözümüzü, kulagimizi pür dikkat dikmemiz gereken kirli bir olgudur bu. O meclis catisi altinda tek bi cikar gütmeyip, üstlerine kul olmayip, parti tüzügüne bagli kalmak kosuluyla parti genel baskanina danismadan fikirlerini savunabilecek tek bir milletin vekili, sözcüsü yoktur. Zira, olsaydi su ana kadar biz milletin sokakta, kahvede, piknikte konusup, neler düsündügünü yalin bi dille çoktan söyler, anlatirdi milletvekillerinin ne derece gereksiz ve islevselligini yitirmis oldugunu.
Şuan konuşacak kimsem yok bu gece yarısi. Belki konuşcak birini bulursam da ayni cünleleri kuramaYabilme ihtimaline karsI...
Surekli ulkucilerle takilan biri kurtlere olesiye dusman Ise.
Zamanında sol kesim dogu kesimi sevmez iken şimdi marksit lenist sayilan (!) Pkk lı saydikları bazı kendini kürt zanneden arkadasları sosyalizm ayagina yakin tutuyorsa..
Ki ben irkci bir insan degilim.
ben izmir de lise 1 okurken 50 kisilik sinifin belki 40 i türk degildi.
Bu onemli değil. Konu kendini ne hissettiģinde degil? Onemli olan olay ne? Donen
bizim kimilerinin soylemine gore "kendino kurt zanneden" yani zamaninda oraya yerleşip kalan persler ve turkmenlerin zamanla karisip aslinda dil kitabinda adi olmayan yeni bir irk adı turetip zamanla bu kavmi kendilerini benimsemesi(?) bir tanim sayilabilir mi bilemem.
Ki bizim soyumuzda turkmenlere dayanır.
Ve akrabalsrimin ulkücu arkadaslari var. Bu iliskiyi bilseler yasayacaklar mi bir celiski.
Turkmenlerin afsar boyu vardir. neyse..
Bizim derdimiz kürtlerle değil, kendini kürt gosteren ermenilerle (?).
Peki sözde bu huylariyla cok ovunen fransiz milliyetcileri neden bu vatabdaslara vatanlarini kucak acmakta bu kadar israrfi. Ve eger bu kimselerinde gozu vaat edilmis topraklardaysa neden israil bu kadar durgun.
Siyaset ters koselerle dolu galiba.
Yoksa ayni soydanlar mi arastirilmali.
Belki zamaninda cadirlari yan yanaydi.
-
Bu arada tvlerde bir takim insanlar cikar ve "sistem" "medya"givi kelimeleri surekli tekrarlar ve bir seyler ablatirlar. Anlayan kesime hitaben mi? Bunlar kodlar mi?
- onlarin marksizmi varsa biz de de kemalizm var. Ayni zamablarda yasanmis olaylar biz de marksist olabilirdik ama olmadik... (?) Yaniliyor muyum
Siyaset kadar kötü birşey yok. Şöyle ki insanları birleştirmek yerine sürekli ayrıştıran, ötekileştiren bir yapı. sen hdplisin ben mhpliyim konuşamam. (ülkücüyüm.) Evet bende sevmiyorum hdpyi ama konuşamam demek ne biliyim biraz garip oluyor. insanlar doğduğu büyüdüğü ortama göre şekillenir ve ona göre davranır. Ben o adamın yaşadıklarını yaşamadan o adamı sorgulamam çok saçma.. Şunuda söyleyim sevdiğiniz insanlarla siyaset yapmayın. Yaptıkça aranıza mesafe girebilir.
göbekli beyaz yakalı bir takım insanların çıkarlarını savaştırıp ideolojilerle süsledikleri mücadedir. olan genç yaşta bir köşe başında veya darağacında hayatını kaybeden insanlara oldu-olacak.
