gözlerimizdeki acemi yobazlıkları bir şubat yağmuruyla silebilirsek anlaşılacaktır yakılan fotoğraflar,anlaşılacaktır bu zindan ve akabinde sinir bozan empoze vicdan rahatlığı.düşün be kardeşim kov gitsin başına dayalı boş namluları.siyaset zindanında birde ayakların prangalı,geliyor 5 yılda bir gardiyan ne yemek istersin diye soran.önemsendiğini sanıp aldananlarımız var iken siyaset bir alev özgür ceylanımın peşinde.siyaset iç çatışmaların, kardeşliğin,birliğin katili değil miydi.kısacası siyaset dediğimiz olgu bir zindandır mahkumların isyanını bastırmak için ise seçim adı altında ne yemek istediğimizi soruyolar bazılarımız ise aldanıyor,önemsendiğini düşünüyor ama ne yemek var ortada ne arzulanan bir değişim yalnızca duarlarınızı yıkmayın istiyorlar o kadar.burada bu zindanda mahkumda olsam bir gün yıkacağım o duvarlardan kardeşliğe özlemimide yanımda çıkaracağım.
siyaset arapçadan gelme bir kelimedir dilimize.asıl anlamı istikamettir.siyaset kelimesi at yöneticisi olan seyisten türemiştir.yani yöneticiliktir bir devleti yönetenlere siyasetçi denir.politika ile siyaset birbirine karıştırmamalıdır,politika ise dilimize yunancadan gelmiş bir kelimedir anlamı ''Çok Yüzlü'' demektir.ancak bugun çağımızda siyaseti mahvettiler.
sayın halil inalcık osmanlının siyaset olgusunun uzun bir tanımı devlet i aliyye yi osmaniye adlı kitabında şöyle yapar:
''insan, tabiatı gereği toplum halinde yaşar. insanlar yaşama araçlarını sağlamak için birbirlerine karşılıklı yardıma, işbölümüne muhtaçtır. Bu da ancak toplum haline geçmekle mümkündür. insanlar, kendi hallerine bırakılırsa, aralarında çatışma ve düşmanlık ortaya çıkar ki, bu da karşılıklı yardımlaşma imkanını ortadan kaldırır. Bu yüzden önlem ''tedbir'' gerekir. Her insanı, kendi yeteneğine göre yerinde tutmak, kendi hakkına razı etmek ve başkasının hakkına saldırmasını önlemek gereği ''tedbiri'' gerektirir.Bu, toplumda karşılıklı yardımlaşma ve düzenin temel koşuludur. işte bu çeşit tedbire ''siyaset'' denir.
"Siyasette hiçbir zaman, bir şeyin bittiğine kani olmadım.hiçbir şeyin… bitmez. bütün hikaye sağ kalabilmeniz, sağlıklı kalabilmenizdir. bir de davanıza sahip olmanızdır.
ne zaman biter Siyaset biliyor musunuz? Davanız yitirdiğiniz zaman."
(bkz: Süleyman Demirel)
Her şeyden önce bir yönetme sanatı veya bilimi olup, toplumda yaşayan insanlar arasındaki ilişkiler karmaşasının bir toplamıdır. ayrıca 'siyaset' geçmişten bu güne gelirken esprili fıkralar da yazılmıştır.
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.bir Gün öğretmeni Ali'ye "SiYASET" nedir diye sorar. Ali düşünür ama o çocuk
aklıyla cevap veremez.Eve gider kitaplara bakar ama hiçbirşey anlayamaz.O da babasına sormaya karar verir.
Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür. Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum?
-Sen...
Ben kapitalist rejimim. Peki parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
O da hükümet. Peki küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali herşeyi notalır ve uyur..
Gece garip seslerle uyanır. Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor. Yanına gidince Altına pislediğini anlar.Hemen annesini kaldırmaya gider. Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz. Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve
salona gider. Babasıyla dadısını uygunsuz yakalar aynen şu kelimeler dökülür:
Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet
uyuyor, gelecek nelerin içinde, halk ne yapsın?