türkiye'nin ve dünyanın bir numaralı belasıdır bu üçgen.bir şekilde sizi içine çeker ve zaman geçirmenizi sağlar.siz içeride takılırken, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız.sonra bir bakmışsınız, öteki tarafa merdiveni dayamışsınız.evet azizim, insanlar uyuyor ve uyutuluyor.dikkat ederseniz bu üç fenomenin de çok büyük ortak noktaları vardır.hepsinin arkasından koşan kitleler, can ı gönülden bağlı insanlar, hayatın onsuz olamayacağını düşünenler, o fenomene katılmayanları hor görenler, o fenomeni bilmeyenleri cahil olarak görenler, günahkar olarak görenler vb... yargılarla karşı karşıya kalırsınız.
oysa bu üç fenomeni, bütün insanlık arkasında bıraksa (ki o zamanlar da gelecektir) inanılmaz bir vakit tasarrufu, inanılmaz bir çeşitlilik, inanılmaz bir heves ve daha sayamayacağım birçok faydası olacaktır.
son olarak ; din afyondur, futbol extir, siyaset kokaindir.
bu üçgenin sağlam hattından biri olan futbol; haftasonlarını sol framei işgal etmekle geçirir. bilmem şu takım şununla karşılaşıyor, dakika dakika, yok gol oldu, yok hakem sarı kart gösterdi, ofsayt değil galiba, gibi saçmasapan, gereksiz hele ki bir sözlükte kesinlikle olmaması gereken başlıklar. sayın arkadaşım git irclerin chat sayfalarında, gazetelerin spor köşelerinde ya da ne bileyim futbolla ilgili olduğunu düşündüğün başka yerlerde yaz ne yazacaksan. aman ne kadar kıymetli değil mi hakemin ofsaytı görmemesi!
hakan şükür'ün tiz zamanda siyasete atılarak gerçekleştireceği üçlü kombodur. bir de osman yağmurdereli vardır bunu gerçekleştirebilecek. gerçi ben yürüdüğünü bile görmedim ama eskiden omuz başlarını titrete titrete bir bir biribirilerineyi söylerdi. gel gör ki ; o zaman da siyasette yoktu. çok zorlarsanız kürşat tüzmen derim . ama aklım oynar omuz başlı osman'da kalır.
Lamba cini: Ey kendini derin sanan derin devlet! (filmlerde olur ya hani derin derin) beni bu pis yerden çıkardın. Benden 3 tane dilek dile bakayım! (madem böyle bir gücün var, kendin çıksana be adam! )
Derin Devlet: Bütün millet futbol denilen zırvayla oyalansın, uyusun ülkemde!(Bütün buralar babasının malı olduğu için o'nun ülkesi-imiş-)
L.C:Tamamdır!
D.D: Tüm siyasiler birbirlerini yesin, bu ülkeyi geliştirmek için vakit kalmaz böylece!
L.C: Tamamdır! Son dileğini de söyle gideyim artık.
D.D:Her gün aynı tartışmalar, onun türbanını onun laikliğini tartışsın ama -her gün- bak!
L.C:Bunca yıllık cinim senin kadar gaddarını görmedim! şeytan bile 1 tane de olsa pozitif bir şey diledi amk!
Gibi gibi gibi...
Koca bir ülke, sadece bu 3 konu üzerinde durur mu? maalesef evet...
yaklaşık 40 senedir...
Böyle bir durum olsa olsa filmlerde olur. ama normal film değil, yukardaki film gibi cinli perili, umacı, öcü böcü türevi filmlerde...!(Bez Bebek dizisini bile tenzih ederim!)
Öyle ki yüksek mertebeli amcalarımız uyuduğumuz anda sokuyor (kazığı canım yanlış anlamayın)
Ne oldu? Milli takımımız gururla döndü, haberler sille milli takım haberleri...
son haber ise şu: elektriğe şok zam!!!
Ne oldu? Cahil perinin biri çıkıyor: ''Ben Humeyni sempatizanıyım...''
son haber: Ekmek 85 ykr oldu...
siyaset tartışmalarına hiç girmeyeyim, keza her zam özellikle bu konudan sonra gerçekleşiyor.
Özellikle siyaset tartışmalarından sonra (bilhassa laiklik hakkında haberler) halk anında galeyana geliyor, bu güzel bir şey -ülke sahipsiz değil biz varız- mesajı veriyor, ama üzerinden 2 gün geçince herkes yine uykuda, rüyalara dalmış... Ne diyelim sweet dreams...
2 hafta evvel öss yapıldı, ardından başbakan ''dersaneler kapatılsın'' dedi. çoğu kişi bunu destekledi, onadı, bağırdı çağırdı... ama şimdi hiçbiri yok.
Halk, ancak birileri tarafından arkasından itekleyince bir şeyler yapıyor...
Rahmetli şairimiz Ziya GÖKALP'in ''Türkçülüğün Esasları'' adlı eserine haddim olmadan bir esas da ben ekleyeyim, '' savunduğumuz şeyin arkasında duralım'' ayrıca unutkanlık için ''balık yağı, B vitamini gibi metalar var, içiniz; unutmayınız...''
daha önce yüzlerce kere söylendiği gibi, sözlüğün entry yapısını belirleyen üç konunun oluşturduğu üçgen. bu konulara yaş grubu ne olursa olsun büyük bir ilgi var. ancak sadece bu 3 konu hakkında entry girilebilen bir sözlük açılsa, herhalde 100 den fazla üye toplayamaz, ille de gelip buraya, ekşiye falan yazarlar.
üç konunun ele alındığı bir üçgen çeşidi.*
şimdi pardon ama, sözlük alemine yaranmak da imkansız. sürekli geyik başlıklar açılır, geyik entryler girilir, yok sözlüğün seviyesi düştü, hep geyik hep geyik bu ne diye bağırılır.
e pardon birader ama, ne yazalım o zaman? benim hayatta ilgi duyduğum belli şeyler var, bunları yazarsam ben bu sözlüğe katkı yapabileceğime inanıyorum. örneğin beşiktaş hakkında içimi dökmek, gerekirse takım hakkında bilgiler vermek yapabildiğim bir olay.
veya müziği ele alalım. sırf müzik hakkında entry giren insanlar bu üçgenin dışında mı kalıyor yani şimdi? onlar sığ değil mi? nasıl farkları var?
herkes ne hakkında entry girmek istiyorsa, hangi konuda mantıklı konuşabileceğine inanıyorsa o konuda entry girmelidir. yoksa bu bahsedilen üç konuda da ciddi ciddi yorum yapmaya çalışan yazarlarla sözlükte 24 saat geyik yapan insan arasında fark kalmaz.
bırak ben spor hakkında da yazayım, müzik hakkında da, din hakkında da, siyaset hakkında da. zaten sözlükteki başlıklara bakarsan, geriye ne kaldı ki?
ülkemizin bermuda şeytan üçgenidir bu , içinde ne tartışmalar ne fikirler kaybolmustur. buna rağmen ne biz bir adım ileri gidebilmişizdir , ne de bu üçgen küçülmüştür.
herbir kenarı hakkında saatler ve hatta günlerce sürecek tartışmaların yapılabileceği üçgen. yaşam dairesi içindeki sayısız geometrik yapıdan yalnızca biridir.
hayatımızı doğrudan etkileyen siyaseti konuşmayıp da osuruğu oluşturan molekülleri mi inceleyelim misal?
bahsi geçen üçgen çokgenleştirilebilir. her biri birer konudur ve her yazar kendi ilgi alanına göre herhangi biri veya bunlardan bazıları hakkında yazabilir. 10000 yazısının 10000 i de siyasetle ilgili ise ancak bir insan sıkıcı olur.
sığ demiyorum bak. o da siyaset ummanına dalmış, oralardan bize birşeyler anlatıyor. fakat sırf siyaset hakkında din hakkında futbol hakkında birileri birşeyler yazıyor diye onları sığlıkla suçlamak da hakkaten pek bir bilgelik!
futbol bir oyun. fanatiklerin hayatını onlar istediği için değiştiriyor olabilir. ama genelin hayatına yön vermez.
siyaset ve din öyle değildir. ciddidir, hayatta önemli yer tutar. dolayısıyla dini ve siyasi konularda konuşmak uzayda golf oynamanın avantajlarını konuşmaktan seksen kat iyidir.
'siyaset'ten 'futbol'a bir dik, 'din'in uzantısından 'futbol'a da bir paralel çekerek halledilebilecek üçgen. ne türban kalır, ne hakan şükür, ne de fethullah... oh anam! (of aman nalan çağrışımı)
günümüzde ki üç popüler kavramdır. toplumumuzun tümü bu kavramlar üzerinde yoğunlaşmıştır. siyaset din ve futbolu kullanarak iktidarda kalmanın çabaları içindedir. bilim ve sanat ise tu kaka dır siysetçilerce.
