bir kadının erkek egemen dünyada sırf kadın olduğu için dışlanışının etkisiyle cinsiyetsizleşmeye ve kariyerle bu modern dünyada kendine yer edinmeye çalışan kadının doğası gereği bu konumundan uzaklaşmasını anlatır. ardından doğum sonrası depresyon ile hamilelik dönemindeki gerek fiziksel gerekse hormonsal değişimin sonucunda birçok kadının düştüğü fakat utanarak daha da derinlerine çekildiği depresyondur konusu biraz da. kadınlığından, anneliğinden sıyrılıp yazar olmayı seçen kadınlar da anlatılmaktadır.
bir litrelik x marka süt alınır. ağzı açıldıktan sonra sıcak bir yere konulup orada unutulur ve birkaç gün sonra sütün kolu bacağı oluşmuştur zaten. unuttuğunuz yerde bulmanıza gerek yok. o kendisi saklandığı yerden ortaya çıkar. işte bu sütün içine bakarsanız küften falan simsiyah olmuştur.
Kitabın ilk sayfalarında açıkladığı iki başat söylem sayesinde ilerleyen sayfaların ne hakkında olacağını önceden bilebileceğiniz ve bu açıklamaya göre içerik ilginizi çeker ise bayıla bayıla okuyacağınız bir elif şafak otobiyografisidir. işte buyrun bu iki başat söyleme:
"1. Analığın bir kadının temel vazifesi olduğunu ve her işten yüce olduğunu vurgulayan, bu uğurda kadınların türlü fedakarlığı yapmaları gerektiğini ve mümkün mertebe evlerinde kalmalarını salık veren geleneksel söylem.
2. 'Çocuk da yaparım, kariyer de' sloganıyla her işi eksiksiz pürüzsüz kotaran, süpermarketlerde jet hızıyla alışverişini tamamlayıp, evde ve iş yerinde herkesin ihtiyacına koşan, en güzel mamaları iki saniyede mikserden geçiren 'süperdişi' imajı ve bu imajı pompalayan renkli-kadın-dergisi-söylemi.
Bu iki söylem ilk bakışta çok farklı görünmekle beraber, benzer bir özelliğe sahip: ikisi de ayın karanlık yüzünü görmezden geliyor. Geleneksel söyleme bakarsanız, annelik zaten o kadar mutlak ve kutsal bir şey ki, haşa hakkında en ufak bir olumsuz laf söylemek kimin haddine. Modern söyleme bakarsanız, çağdaş kadın zaten o kadar maharetli ve mükemmel ki, şanına kimse leke düşüremez. Bu iki dayatmacı katman arasında sandviç gibi sıkışmışken nasıl konuşabiliriz hakikatleri? Nasıl dürüstçe anlayabilir ve anlatabiliriz anneliğin çelişkilerini?"
''...bu şehrin küstüklerinin sırdaşıdır haydarpaşa garı. ve en iyi o bilir hakikati: istanbul'da bir sevdiğin varsa, üstüne üslük bir de istanbul'u seviyorsan eğer, ne kadar uzağa gidersen git ve nasıl bir hızla, gene de kurtulamazsın bu şehirle cebelleşmekten rüyalarında.''
bir kadının sıkıntılarını tanımada yol gösterici kendi içindeki iç çatışmalarına işık tutan şahsi beğenimi fuzulinin bacısı detayıyla kazanan elif şafak kitabıdır.
nev-i şahsına münhasır roman tekniğiyle gönüllerimizde taht kuran ve vakti zamanında zaman gazetesinde yazdığından mütevelli kin uğruna belirli bir ideolojinin tepkisini çeken müstesna yazarımızın bir kuple anlatımı bize...