ankara'nın ilk barı. canlı blues, jazz, rock ve daha birçok tarz güzel müziğin dinlenebileceği, fiyatları biraz pahalı olan nostaljik mekan. genelde müdavimlerinin takıldığı mekanda oldukça fazla sayıda yabancıyla münasebet kurmak olasıdır. son günlerde adı kendiyle aynı olan nejat işler, erkan can, şeval sam, derya alabora gibi isimlerin oynadığı filme de konu olmuş yer.
altarnatif, güzel müzik yapan yetenekli ve önlerinin açık olduğuna inandığım genç bir grup. eskişehir'de ares'te çalmaktaydılar en son bildiğim kadarıyla.
çocukluğumuzun televizyonunu renkli telvizyondan ayırmak için kullanılırdı ama o eski televizyonlar bence siyah beyaz değildi yani o çizgifilmler falan sanki hep renkli gibiydi.
beşiktaş'la iyiden iyiye özdeşleşen renklerdir. bir gavura gibip "siyah-beyaz" dediğinde bir b.k anlamaz ama bir türk'e sorarsan direk "beşiktaş" der. gavura birde "black-white" diye sormakta fayda vardır tabe.
birbirlerinden o kadar farklidirlar ki, aynidir aslinda.
biri ölümün, karamsarligin, bitmisligin rengidir.
digeri umudun, hayatin...
kimi zaman bir fotograf karesinde çikarlar karsimiza, alir götürürler insani geçmise, hüzünlendirirler biraz, biraz da nese katarlar bazen. kimi zaman filmde rastlarsiniz bunlara.çocuksaniz eger, baska renk olmadigini düsünürsünüz o zamanlarda, her sey siyah ya da beyaz sanirsiniz aklinizca. ya da tek ben öyle sandim hep...
1990'lı yıllarda günlük çıkan bir gazetedir. 1-2 yıldan sonra koyboldu. şu an aynı isimli yerel gazete muğla'da çıkmaktadır. (bkz: http://www.siyahbeyazgazete.com/)
insanların karşısındakileri görmek istediği iki zıt kutup. çoğu kişiye göre bir insan ya siyahtır ya beyazdır. gri olması zinhar suçtur.
ya milliyetçisindir, ya değilsindir.
ya sosyalistsindir, ya değilsindir.
bir fikri tamamen benimsemeli insan derler. peki ya vakti zamanında herhangi bir düşünürün ortaya attığı iddiayı, fikri, dayatmayı kabul ettiğinde senin kattığın ne olacaktır bu dünyaya?
senin kendine has düşüncelerin yok mudur? milliyetçi olan bir kimse illa ki nihat atsız'ın öğretilerini asprin misali yutmak zorunda mıdır? ya da komünizme inanan kişi kendinden hiçbir şey katmadan karl marx'ın söyledikleriyle mi sınırlandırmalıdır dünyayı?
o beyin ne işe yarıyor güzel kardeşim? ezberlemek dışında başka faaliyetleri yok mudur?