Birkaç üniversiteli genç muhabbete başladığında konu genellikle yabancı dizilere gelir bir şekilde. Herkes birbiri ardına beğendiği dizilerin reklamını yaparken, six feet under izleyen genç sfu'yu önermeden önce karşısındakileri önce bir tartar. Bu diziyi hak edip etmediklerine, izlediklerinde dizinin hakkını verebilecek durumda olup olmadıklarına bakar. Öyle bir dizidir.
cenaze levazımatçısı bir ailenin sıradışı bireylerinin sıradan yaşantısını anlatan dizi. dolu dolu beş sezon sürmüş, her bir bölümünde ölümün gerçekliğini ve hayatın değerliliğini yüzümüze vurmuştur. final bölümünün son 10 dakikasında dizinin bütün karakterlerinin ölüm sahnelerini art arda göstererek ölümden kaçış olmadığı mesajını da vermiştir.
En kaliteli dizilerden biridir. Bitmesin diye ağır ağır izlemeye çalışıyorum fakat diziye başladığımdan beri fisher ailesinden biri gibi hissediyorum kendimi. Sanki tüm cenaze törenlerinde ben de vardım, sanki ölüm benim de yanı başımdaymış gibi.
kendi kategorisinde dünyanın en iyi dizisidir. 1. bölümden itibaren 5. sezonunun son bölümüne kadar insanı içine hapseder ve depresyona ve hatta bunalıma sokar. çok garip bu diziye başladıktan sonra tüm ilişkilerim kötü gitmeye başladı, çünkü depresyona girmiştim ve uzunca bir süre suratım asık gezdim.
bir de dizinin son 15 dakikası var ki. dizi tarihine damgasını vurmuştur nezdimde. izlemeden ölmeyin.
insanları kategorileştirme çalışmalarımda etkin şekilde kullandığım bir dizidir. eğer bir insan o kadar populer kültür ürünü ve saçma diziler arasından bu diziyi izlemiş, bitirmiş ve finalinde de az da olsa hüzünlenmişse kendisini benim için "zararsız ve değerli" insan kategorisine girmiş demektir. eğer izlemediyse ne yazık ki şansı yok. def ol karşımdan yıkıl!
Ayrıca önce Dexterı bitirip bunu izlemek neresinden bakarsanız bakın tramvadır. Dexterdaki o baskın, çılgın, asan kesen karakterin burada gay olduğunu görüp zenciye vurdurduğunu seyretmek evlat acısı gibi bir şey.
ölüm temalı bir dizi olmasına rağmen genelde durağan ve sakin giden, kasvetli bir ailenin anlatıldığı, dizinin başında birinin ya da birkaç kişinin son anlarını görüp ekrana çıkan ismiyle öldüğünü anladığınız ve ölenlerin cenaze işlemleriyle uğraşan aile şirketinin ve ailenin hikayesini anlatan dizi. her bölümde dediğim bir nedenden ötürü ölen biri vardır ve ölümleri de bazen beklemediğiniz şekilde olabiliyor. bir bölümde örneğin koşan bir adam duruyor ve göğsünü tutup soluklanıyordu. hemen koşan öteki arkadaşı iyi misin derken beklenmedik şekilde göğsünü tutan değil de öteki adam yere düşüp ölüyordu. yani kamu spotundakileri baz alırsak babanın değil de hadi baba diyenin ölmesi gibi. bunun gibi şaşırtan durumlar vardı.
insanların birbirini aldattığı, zamansız öldüğü, duygusal boşluklarının acısını başkalarından çıkardığı, genel olarak çok fazla aksiyon olmayan; hayatı anlatan dizidir. izleyicinin iyi hissetmesi için gerekli olanı vermez. gerçektir. finalinin son 10 dakikası bile bir çok diziye bedeldir.