bugün
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla15
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması20
- gideon reid morgan jj38
- hakemlerle şampiyon olmak11
- jose mourinho29
- anın görüntüsü13
- sözlük erkeklerinin fotoları başlığına bakan erkek8
- yazarlardan akıl almak18
- fenerbahçe9
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- meral akşener11
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi8
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan9
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- en sevmediğiniz sözlük yazarları16
- herkesle iyi geçinmek13
rico nun aslında nathaniel in gençliği olduğunu düşünerek izlemeniz gereken dizi.
müthiş dizi.
ibne dexter.
Çok dizi izledim ama bu dizinin apayrı bir yeri var.
izlediğim en etkileyici dizi olduğunu söyleyebilirim.
izlemeyen çok şey kaçırır.
izlediğim en etkileyici dizi olduğunu söyleyebilirim.
izlemeyen çok şey kaçırır.
Farklı bir kurgusu olan kaliteli bir dizi ama dexter'dan sonra hiçbir dizi sarmıyor beni.
Hayatın nasıl bir ince çizgide ilerlediğini, yapacağımız en küçük secimin bizi bambaşka noktalara götürebilecegini anlattığı 4. Sezon 4. Bölüm ü izlemenizi öneririm. Bağımsız sade ve çok gerçek bir bölüm.
Onun dışında tüm bölümleri kaliteli bir icerige sahiptir. Gerçekçilik, ölüm ve hayat üzerinden kara mizah sunan bu efsane diziyi izleyin.
Onun dışında tüm bölümleri kaliteli bir icerige sahiptir. Gerçekçilik, ölüm ve hayat üzerinden kara mizah sunan bu efsane diziyi izleyin.
efsane ve artık kült haline gelmiş dizilerden biridir. ölüm gibi bir konu üzerinden ilerlerken bile sıkmamış gerek duygusal gerekse de zihinsel yönden geliştirici mesajlar vermiştir. finalin son on dakikası ayrı bir efsane olup izleyenlerini ağlatan cinstendir. bu diziden sonra izlemediyseniz dexter'a başlamanızı öneririm, sfu'dan sonra michael c. hall bağımlılık yaptı bende.
Six Feet Under, Batı medeniyetinin ürettiği en değerli ve ölümsüz eserlerden biridir. Hatta üretilen diziler arasında en sanatsal, en derini ve en iyisi olduğu hakkında bir şüphem yok. Daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu" derler ya; işte bu söz bu dizi için geçerli değil. Çünkü daha iyisi yapılamayacak. Diziyi izledikten sonra dönem dönem konuşulan, Breaking Bad süper, Walking Dead en iyi dizi, G.O.T. en muhteşemi gibi çeşitli cümlelere cevap vermek yerine, sadece gülüp geçersiniz.
Refik Halit Karay'a ait şu sözün hakikatine karşın: "Hepimize ölüm, en yaklaştığı zaman bile uzak görünür."
Asıl olan meseleyi, yani ölümle yaşamın iç içe oluşunu şahsına münhasır bir üslupla işlemeyi başaran dizi. Bu diziyi izlerken, ölümün dışarıdan gelen bir olgu değil de; aslında, her zaman yanımızda taşıdığımız, içsel bir olgu olduğunun ayırdına daha net bir şekilde varıyoruz. Nitekim ölüm olgusunun, içkin bir şekilde hayatın özünde yer alması önemli bir meseledir...
Üstüne üstlük gerçeğin, allanıp pullanmadan, klişelerin ardına hapsedilmeden ve göze sokulan parmak misali faşizanca vurgulanmadan da yeteri kadar bağımlılık yapabileceğini gösteren bir görsel şölen olmuştur Six Feet Under bugüne dek. Modern insanın en büyük dertlerinden biri olan "sıradanlaşma" "ölüm korkusu"nu hücrelerine kadar hisseden karakterleriyle, birey ihtiyaçlarının "bencillik" adı altında suni ahlaki değerlendirilmelerle baskı altına alındığı bir dünyanın ve bu dünyadaki yaşamın ne kadar acı verici olabildiğini bu kadar akıcı ve sürükleyici bir şekilde anlatan ne bir edebi ürün ne de felsefi yaklaşımla karşılaşmamıştım Six Feet Under'a kadar. "Hayatın ve ölümün anlamına dair" şeklinde kulağa başta fazla ukalaca gelen, öz teması 5 sezon boyunca kendisini öyle güzel işledi, yaşamın katmanlarına öyle güzel yaydı ki, gün gelip bittiğinde bunun aslında dünyevi bir son olduğunu, yaşamın ve yaşayanların asla yokolmayacağına dair bir teselliyi de tuz misali serpti yaralı ruhlarımızın üzerine.
Refik Halit Karay'a ait şu sözün hakikatine karşın: "Hepimize ölüm, en yaklaştığı zaman bile uzak görünür."
Asıl olan meseleyi, yani ölümle yaşamın iç içe oluşunu şahsına münhasır bir üslupla işlemeyi başaran dizi. Bu diziyi izlerken, ölümün dışarıdan gelen bir olgu değil de; aslında, her zaman yanımızda taşıdığımız, içsel bir olgu olduğunun ayırdına daha net bir şekilde varıyoruz. Nitekim ölüm olgusunun, içkin bir şekilde hayatın özünde yer alması önemli bir meseledir...
Üstüne üstlük gerçeğin, allanıp pullanmadan, klişelerin ardına hapsedilmeden ve göze sokulan parmak misali faşizanca vurgulanmadan da yeteri kadar bağımlılık yapabileceğini gösteren bir görsel şölen olmuştur Six Feet Under bugüne dek. Modern insanın en büyük dertlerinden biri olan "sıradanlaşma" "ölüm korkusu"nu hücrelerine kadar hisseden karakterleriyle, birey ihtiyaçlarının "bencillik" adı altında suni ahlaki değerlendirilmelerle baskı altına alındığı bir dünyanın ve bu dünyadaki yaşamın ne kadar acı verici olabildiğini bu kadar akıcı ve sürükleyici bir şekilde anlatan ne bir edebi ürün ne de felsefi yaklaşımla karşılaşmamıştım Six Feet Under'a kadar. "Hayatın ve ölümün anlamına dair" şeklinde kulağa başta fazla ukalaca gelen, öz teması 5 sezon boyunca kendisini öyle güzel işledi, yaşamın katmanlarına öyle güzel yaydı ki, gün gelip bittiğinde bunun aslında dünyevi bir son olduğunu, yaşamın ve yaşayanların asla yokolmayacağına dair bir teselliyi de tuz misali serpti yaralı ruhlarımızın üzerine.
Şimdi son 4 bölümü üst üste izledim gözleerimdeki yaşı tutamıyorum şu an şok içerisindeyim efsane bir final olmuş hayatımda hep bir izi olucak bir dizi.
Sürekli her yerde önüme çıktığı ve çok övüldüğü için başlamıştım ama çok bir olayını göremedim. Hadi bir bölüm daha diye diye hep bir şeylerin olmasını, sürüklemesini bekledim ama sürüklemedi beni.
dünya tarihinde kendisine benzer başka bir dizi gelmemiştir.
Dikkat spoiler içerebilir.
Az önce 5. sezon final bölümünü de izleyerek bitirdim. Hep bir aksiyon olacak diye bekleyip durdum. Başlarda Diziyi bırakmayı bile düşündüm. Ama sonradan diziyle birlikte yaşadığımı farkettim. Dizinin aksiyonsuz sıradanlığına dalmışım. insanı içine alıyor. Zaten sadece ödüllü final bölümü için bile geriye kalan 62 bölüm izlenir. O kadar güzel bir finali vardı. Yıllar sonra tekrardan izleyebileceğim bir dizi. Ancak yazmadan edemeyeceğim. Eşcinsellik normalleştirme ve güzelleme çabaları korkutucu.
Az önce 5. sezon final bölümünü de izleyerek bitirdim. Hep bir aksiyon olacak diye bekleyip durdum. Başlarda Diziyi bırakmayı bile düşündüm. Ama sonradan diziyle birlikte yaşadığımı farkettim. Dizinin aksiyonsuz sıradanlığına dalmışım. insanı içine alıyor. Zaten sadece ödüllü final bölümü için bile geriye kalan 62 bölüm izlenir. O kadar güzel bir finali vardı. Yıllar sonra tekrardan izleyebileceğim bir dizi. Ancak yazmadan edemeyeceğim. Eşcinsellik normalleştirme ve güzelleme çabaları korkutucu.
Blu tv satın almiş her yerden kaldırmışlar tam izlemeyi planliyodum üzücü.
ilk çıktığı yıllarda izlemeyi denemiştim hiç sarmamıştı. son bölüm de sarmamıştı.
o yıllarda prison break nip tuck falan vardı. saran dizilerdi. ama bu neydi be amk. özenti amerikalılar felsefe yapmış. sen yapma abdli. tadını kaçırıyorsun.
o yıllarda prison break nip tuck falan vardı. saran dizilerdi. ama bu neydi be amk. özenti amerikalılar felsefe yapmış. sen yapma abdli. tadını kaçırıyorsun.
izlemeden ölmemek gerekir. Her karakteri ince ince, nakış gibi işlenmiştir. Oyunculuklarından bir sürü emmy çıkmıştır. Boş anı, saniyesi yoktur.
bakın, çok açık konuşmak istiyorum, kendisi tv'de mükemmeli yakalayan 5 yapımdan biridir. ölümsüz bir eserdir.
benim bunu çok önemli bir insanla paylaşma şansım oldu.
umarım siz de bunu yaparsınız.
--çok büyük final spoiler'ı--
https://www.dailymotion.com/video/xcnghv
--çok büyük final spoiler'ı--
bakın, çok açık konuşmak istiyorum, kendisi tv'de mükemmeli yakalayan 5 yapımdan biridir. ölümsüz bir eserdir.
benim bunu çok önemli bir insanla paylaşma şansım oldu.
umarım siz de bunu yaparsınız.
--çok büyük final spoiler'ı--
https://www.dailymotion.com/video/xcnghv
--çok büyük final spoiler'ı--
Sevenlerini üzmek istemem lakin türkiye'ye çok farklı bir şekilde uyarlandı.
Evet evet. Yanliş duymadiniz.
Küçük emrahgiller moduna indirgeyerek uyarladılar.
Merak ettiniz dimi.
Hangi dizi mi ?
(bkz: kardeşlerim dizisi).
Kesin bilgi.
Evet evet. Yanliş duymadiniz.
Küçük emrahgiller moduna indirgeyerek uyarladılar.
Merak ettiniz dimi.
Hangi dizi mi ?
(bkz: kardeşlerim dizisi).
Kesin bilgi.
Dizi değil hayatın kendisi olan yapıt. Hem ağır hem de o kadar yoğun bir duygusu var ki Baya zor bitirdim. Ama buna rağmen çok güzel bir dizidir.
güncel Önemli Başlıklar