kendisinin şerefsiz olduğu yetmiyormuş gibi, bir zamanlar burdaydım dercesine bıraktığı lekedir. kolayda temizlenmez boya aşınır kan kalır.
efenim 1990 ların yok şaşırdım lan 1980 lerin sonu yahut1990 ların başı mı? yani eski zamanlardan birinde. ayvalık altınovada yazlığımız var. efenim çok zorluk çektik ilk yerleşimciler olduğumuzdan önce suyumuz yoktu kendimiz kazıp getirdik. elektriğimiz yoktu kendimiz kazıp getirdik.telefonumuz yoktu. onu onlar getirdi ama, zaten o zaman kadar su ve elektrikte tekrardan gelmişti. hatırlarım eski pilli bir radyomuz vardı. onu açardık, balkonda yıldızlara bakaraktan muhabbet ederdik. etraf karanlık olduğundan her yer çok güzel gözükürdü midilli, uzakdaki dağ köyü, ah o saman yolu... ulan romantik oldum konuyu unuttum. şimdik benim yattığım oda en küçük oda lakin en de sıcak oda. * neyse belki 3 veya 4 metre kare, taşçatlasın 5 metre kare. niye anlatıyorsun diyeceksiniz. efenim bilenler bilir oranın sineği istanbuldakilerin 2, 3 katıdır ve etrafta durgun su bol olduğundan, (uzun göl mevkii) sivrisinekler sayıca da çok olurlar. ilk uykunuzda bir şey hissetmezsniz ama, gecenin ikinc yarısına geçipte, uykunuzun hafiflediği o kısa sürede kandan şişmiş sivrilerin helikopter gürültülerinden uyuyamazsınız. tabi görebilmek için ışık yakmanız lazım. eskiden mumla aradığımda bulması zor oluyordu ama, ışığı gören sivride az oluyordu. elektriklerin bağlandığı ilk günler tecrübesizlikten, bu uyanma devresinde ışığı açmıştım. ama öldürüyorum geliyorlar öldürüyorum geliyorlar.inanırmısın sevgili sözlük sabaha kadar 5 metrekarelik oda da tam 52 adet sivrisinek öldürdüm. ayvalık katliamını duyanlarınız varsa, onu yapan benim tam tamına 52 adet sivrisinek. ışığı açıp öldürüyorum ışığa yenileri koşuyor. sabaha kadar uyuyamadım tabi. sonradan anladımki bu şerefsiz, hatta kahpe * sivriler en ufak deliği değerlendiriyor. bu sebeple o günden sonra panjuruları kapatım, camın olası deliklerini, kapı altını ve anahtar deliğini kapadım. fesleğen, domates fidesi, limon ve sarımsak doldurdum.bir faydası oldumu yok a.q.
ya bak nerden nereye sözlük laf lafı açıyo iyi mi?
şimdik bu hikayeyi niye anlattım çünkü bu 52 sivrisnekten en az 40 ını duvarda öldürdüğümden ertesi gün öğlene kadar onların lekesini temizlemekle uğraştım. gene de duvarda bir puantiye kaldı...
bu hikayeden çıkarılacak ana fikir; belalıyım sözlük
eğer duvar yeni boyanmışsa bu eylem gerçekleşemezdir. zira anneniz onu vuramazsın, önce beni vurmalısın diye bir feryat içerisine girerdir.
edit: hiç haz etmem.
şu sıcak yaz günlerimizin vazgeçilmezlerinden olan sivrsineklerin terlik, yastık, el, ayak, tişört, bisiklet yordamıyla duvarda katledilmesi sonucu ortaya çıkan tablodur. bok sineklerine göre daha ağır canlı oldukları için ıskalanma şansları düşüktür. haşeratın naaşı çok sıska olduğundan bu hususta bir sorunumuz yoktur. ama can verirken malesef içlerinde ne kadar bok, püsür, kan varsa çevreye sıçramış ve ufak çaplı da olsa görüntü kirliliğine (izlere) sebep olmuştur. bu izler saten boyalı duvarlarda iki bez hamlesiyle temizlenebilirken, alçı tavanlarda bir sonraki boya-badana işine kadar orada öylece kalır.