Karşılaştığım bütün sivaslılar Fenerbahçeli çıkıyordu. Bunu ilk zamanlar basit bir tesadüf olduğunu düşünmüştüm (yaklaşık 10 denek üzerinde). Ama Sivas'a gittiğimde sarı lacivert bir şehirle karşılaştım desem abartmış olmam.
Hep çatık kaşlı bir vurdulu kırdılılar. Yolda geçerken yanlışlıkla çarpsan seni oracikta haşat etme potansiyeline sahipler. Yinede genel olarak iyiler.
Sivaslılar ikiye ayrılır. Bir kısmı Sivas merkezde yaşarlar, bir kısmı da köylerde. Merkezde yaşayanların (imranlı ve diviriği hariç) neredeyse tamamı yobazdır. Yobaz olmayan kısmı ise şehre zaten köyden göçmüştür. Köylerde yaşayanlarda ise kültürel seviye oldukça yüksektir, kadın ile erkek eş ve eşittir, sanata özellikle edebiyat ve müzikte oldukça yetkindirler. Yani her sivaslı yobaz değildir ama yobazların Sivaslı olduğu da bir gerçektir.
ileri görüşlü olanları da vardır.
(bkz: bkz ben)
Yobaz olanları da vardır.
Ama genel olarak efendi insanlardır. Öyle sivaslı olupta sorunlu olan bir tip çok nadirdir.
öz be öz sivaslıyım ama bu yaklaşımı ilk defa duyuyorum. sivas eski anadolu selçuklu zamanında büyük ilim yeri olmuştur. o zaman lar yüzde 70 I ormanlık olan bu şehir timurun yakıp yıkmasıyla ormanların kökünü kazımıştır. daha sonrası etkin bir ermeni karışımı halina gelmiştir. osmanlı selcuklu ve ermeni karışımı ve içiçe yaşamın en güzel örneğinden biridir. kızılbaş ayırımcılığı ve sunni alevi kavgası 80 ler den sonar hortlamış ve halkı birbirine düşürmek için yapılan bir komplodan ibarettir. halk bu tip dolduruşlara ve oyunlara gelmemiştir. nitekim sivas olayların da bu fitne yi doruğa çıkartmak için tezgahlanmış bir oyundur. her nekadar sivas dışında çok büyük bir olay gibi görünsede halk bunu yemedi. benim gerek köyüm gerekse şehir içinden hem sünnü hem alevi arkadaşlarımız kardeşlerimiz vardır. hiç bir ayırım yapılmaksızın herkes dostluk içinde yaşadığı güzide şehirlerden biridir. bence sivas lıların en büyük ortak özelliği bu olsa gerek.