olay/katliam ikileminden farklı bir düzleme taşınmış durum belirteci.
yahu orada yaşananlar tabii ki bir yüz karasıdır, yapanların, cezasız kalanların hakkı bugün olmasa gelecekte bir gün verilecektir.
ama;
burada tamamen kinaye baş gösteriyor ki sormayın gitsin.
biri katliam der, evet katliamdır. lakin onun katliam demesi bütün sivas halkına bir göndermedir.* pek tabii hatadır.
biri olay der, evet olaydır. katliam da bir olaydır en basit mantıkla. kinayesi hafife almaktır. bu sefer de şu düşünce ortaya çıkar; oradakilerin hepsi yanmayı hakediyordu, geç git.
biri de gelir tatsızlık der, şu güzel ortam bozulur.
türkçe bu alla'sen çek uzasın. şark kurnazlıklarını çok güzel harmanlayan dilimin en lastik örnekleri üzerinize olsun. amin.
sivas katliamı müdahilleri en aşağılık yaratıklardır şüphesiz. ancak böylesine köpekleşebilmiş insanları müslüman kimlikleriyle de yargılamamak gerekir. adam insan değil herşeyden önce, neyini yargılayacaksın. sadece birileri tarafından doğru buyurulanı yapan katillerle pek çok iyi niyetli inanan insanı da aynı kategoride ismen de olsa değerlendirmek daha fazla yanlışlara yol açar kanımca. ha bir de, menfaatleri icabı ortalık yerde vatansever, dinsever olduklarını cilalaya cilalaya satmayı büyük marifet sanan bazı onun bunun kırıntıları da vahşetin içini boşaltmak adına değişik tanımlamalar kullanabilirler ki bunların da hakkı kötektir şüphesiz.
1984vari bir tarih ve hatıra kontolüne tabi olmuş katliamın yeni adı. 37 kişi yanarak can verir, katliamdır, doğrusu budur. sonra olay olur, sonra tatsızlık olur, sonra bir bakmışsın aslında öyle bir olay yoktur, hiç olmamıştır.
koskoca bir orta çağ katliamı ''tatsızlık'' olarak nitelendiriliyor, otelin etrafını binlerce kişi sarıp, ateşe vermek, ''sürtüşme'' olarak adlandırılıyor, bunu anlamak mümkün değil. ayrıca, ekşi sözlük'ten başlık çalmak nasıl bir duygudur onu da anlamak mümkün değil.
(bkz: ekşi sözlük ten başlık çalmak)
Cumhuriyet'in ilanından sonra istanbul'da bir kabul töreni verilir.
Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
- Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış?
Şimdi sormak lazım otelde yanan kişilerin sivas'lı olmadıkları halde aynı an ve zamanda hepsinin birden ne işleri vardı sivas'ta.
kuş beyinli olmayan akıllı insanlara göre istanbullu olmayan kişiler istanbulda yakılırsa "ne işleri varmış istanbul'da" diye savunabiliriz, böyle böyle ülkede ne kadar turist varsa hepsini yakabiliriz. kuş beyinli olmayınca böyle sınırsız bir yakma kredisine sahip oluyorsun işte. çünkü bir yerde kutlamalar olur, ona sadece o yerdekiler gider, konuşma ya da konferans için dışardan kimse çağırılamaz. biri gelirse de, ne işin var deyip basabiliriz benzini gaz yağını. sonra da sıcak sıcak otururuz işte, ne işleri varmış orda diye, iyi ki kuşbeyinliyim lan.
Sivaslıların yapmadığı bir infazı sivaslılar yapmış gibi gösterilmesi ve tamamen dışardan gelen kişilerin provakotörlüğü eşliğinde olaylar büyümüştür, burda kuş beyinli olanlar ise konuyu bilip bilmeden bazı gazetelerin ve medyanın dolmuşuna binip hareket edenler olmaktadır. bir ülkeye veya bir şehre gelen her yabancı o bölgenin yerlisi tarafından yakılıp yada öldürülse yer yüzünde canlı insan kalmaz.
Burda olaylar sivas'ta gercekleşti ama sivaslılar tarafından değil, sivaslılar yaptı deniyor adını şanını lekeliyorlar sivas'ın, ama istanbulda yada ankarada bombalar patlıyor binalar kundaklanıyor çıkıpta birisi istanbullular yaptı demiyor. Neden aceba ?
kişinin doğum yerinin sivas olduğunu belirtme şekli olsa gerek. ya da anne mesleğini ne bileyim. belki de karakterine dair ciddi ipuçları vermeyi amaçlıyordur kişi.
tatsızlık bu tiynetteki orospu çocuklarının ciddi ciddi varolmasıdır. he sivas'ta yaşananlar şayet "tatsızlık" olabiliyorsa bu dediğimiz de "hakaret" değil de "tespit" olabilir pekala.
20. yüzyılın son birkaç yılı içinde, kırsal kesim bile değil bir il merkezinin göbeğinde, yüzlerce insanın kuşattığı bir bina içinde insanların yakılması gibi bir facia için çok hafif bir niteleme.
sivasliyim. alevi yada sunni olabilirim. dinsiz de olabilirim. hersey olabilirim. ama insan yakmak nedir yahu? akil almiyor. insan bu ya , hangi sevinç insan hayatından daha büyüktür. kendinden olmayani hor gormek nerde islamda? hani anlayış efendilik iletişim istisahare nerde kaldi? oku diyen bir dinin okumayan dinci kismi yobaz kismi karaktersiz kismi bunlar. iste cehalet bizi buralara getirdi ve daha çok şey götürecek. . sorsan sevap islemislerdir. ulan ortada savas var da biz mi hatirlamiyoruz?
nefes alarak yavaş yavaş. . oku! yaratan Rabbinin adiyla oku!