yanan insanların ruhlarından bir parça kendilerine üflenmiş olsaydı keşke. ya da cehennem diye kodladıkları ve ne olduğunu bilmedikleri bir yerden korkmak yerine dünya üzerinde hem de kendi memleketlerinde cehennemi yaşayanlara biraz saygıları olsaydı. ama var işte bazıları. sistemin uşağı hatta daha beteri köpeği olmayı içine sindirmiş, sikik bir internet aleminin bitik kahramanı olmayı kendisine yol bellemiş.
insanlığı unutanlara insanlığı hatırlatmak için, balık hafızalılığın dibine vurmuş bir topluma bari bunu unutmayın demek için çaba gösteren insanların çabasını küçümsemek için dile getirilen iddia.
birileri çıkıp, yakılarak öldürülen insanlar hakkında bu kadar saçmalayabilecek, bu kadar mide bulandırabilecek, ondan sonra ben bu insanlığı sevicem, öyle mi?
planlanmış ve yönetilmiş bir katliamdır, sıradan bir "olay" değil. bu yüzden putlaştırılmıyor, gözü kapalı olanların aksine bilinci yerinde olanlar ve sadece görme değil analiz etme ve anlama yeteneğine de sahip olanlar tarafından her yıl kınanmaktadır.
ayrıca bizzat başında olduğu iddia edilenlerin donarak öldüğünü de gördük. belki de ilahi adalet masumun dünyada cehennemi yaşamasına karşın zalimin sefa sürmesine razı gelememiştir de ibret olsun istemiştir, kim bilir?
şimdi soru şu, ateş mi daha çok yakmıştır, buz mu? buz olduğunu umarım...
37 canı'ın diri diri yakılması. unutulmayacak bir olaydır. bu insanlık dışı olayı anmayı putlaştırılmak olarak algılayan insanların, insanlığından şüpheye düşülür. yakın, öldürün, sonra da unutun, unutturun.
put/putlaştırmak gibi kelimelerden başka ayar verme yöntemi bilmeyen nohut beyinli yobazların bok yemesidir. kubilay'ın gırtlağını keserken din iman diye bağıran bu insana çok benzeyen canlılar besin zincirindeki yerlerini bir türlü tam olarak bulamazlar.
şeytan ayetleri kitabını yayınladı diye bu olayların fitilini yakan Aziz Nesin ise danimarka'daki karikatür krizinde aklınız neredeydi diye sormak isterim. Gidip danimarka konsolosluklarının önünde yapılmış böylesine ateşli (!) bir eylem göremiyorum. Demek ki dinini savunma davasına düşmüş insanlarımızın gücü binlerce kiş toplanarak ancak 80 yaşındaki bir adamı ve beraberindekileri yakmaya yetiyor. Böyle iddialara gülmek isterdim ama ortada canını yitirmiş nice insan var. Tebessüm etmek bile imkansız. Bu ülkede insanların dinlerine ya da dinsizliklerine neden bu kadar karışılıyor ve geren ne insanları. Eğer Aziz nesin'in inancı ise sadece rahatsız eden bu insanın kurduğu vakıfta kaç tane öğrenciyi, kaç ihtiyaç sahibi çocuğu da sokaklardan alıp kurtardığı göz önüne alınmalı. Karısının burun ameliyatlarını devlete ödetenlerin, çocuklarına gemicikler yaptıranların, kendi ticari faaliyetleri için kanun çıkaranların, devlet arazilerini peşkeş çekenlerin dini inançları sorgulanmıyorda Aziz nesin'in inancı sorgulanıyor. Ama aynı adamın askerlik yaptığı zamanda devleti zarara uğratmamak adına yazıcılık yaptığı halde cebinden kağıt ve mürekkep alarak şahsi yazışmalarını yaptığı gözardı ediliyor. Bırakınız efendim dinini, inancını. Her şey ben müslümanım demekle çözülüyor mu yani ? Sizce inandığımız, taptığımız, namaza durduğumuz, kiliselerde ya da sinagoglarda dualar ettiğimiz, öncesi ve sonu olmayan ve herşeyi yarattığına inandığımız varlığı bu kadar kolay kandırabilir miyiz? 37 insan öldürdükten sonra , hem de kendini savunma imkanı bile olmayan bu insanları... Eğer inancınız gerçekten varsa öbür tarafa gittikten sonra korkun... Bu insanların acısı bu eylemi yapanlara ya da savunanlara sorulacaktır. Yazıktır, günahtır yahu. 37 insan... Çoğu hayatının baharında pırıl pırıl gençler. Bizi Aziz Nesin kışkırttı deyip işin içinden sıyrılabileceklerini sanmıyorum. Allah'a şirk koşmak niyetinde değilim asla; zira en büyük günahın inancıma göre bu olduğuna inanırım. Kimse kendini Allah'ın yerine koyup insanları yargılamamalı, hele hele cezelandırmamalı. bugün içimi biraz olsun rahatlatan bir şey varsa bu eyleme katılanların, bu insanların canlarına kast edenlerin benzerleri gibi öldükten sonra cezalandırılacağına olan inancımdır.