Sivas'a 98, Kangal ilçe merkezine 13 kilometre uzaktaki dünyanın en önemli kaplıca turizmi merkezlerinden biri. Özellikle Sedef hastalığına ve diğer cilt hastalıklarına iyi geldiğine inanılan ve "doktor balıklar" olarak adlandırılan balıklarıyla ünlü kaplıcalar Türkiye'de ve dünyada da büyük ilgi görüyor.
Buradaki kaplıcalarda yaşayan doktor balıkların kaplıca dışına çıkarılmaları kesinlikle yasak. Balıkların bu yöreye ait olduğuna dair patent Enstitüsü'nden coğrafi işaret belgesi alınmasının yanı sıra, 2003'te Sivas Valiliği, çıkardığı tebliğ ile balıkların bilimsel araştırmalar da dahil olmak üzere, kaplıca dışına çıkarılması yasakladı.
Fakat alınan tüm yasal önlemlerle rağmen, balıklar kaçak yollardan yurtiçi ve yurtdışına kaçırılarak, yüksek fiyatlar karşılığında tedavi amaçlı kullanılıyor. Jandarmanın ve kaymakamlığın, para ve idari ceza uyguladığı ancak bunun da yeterli olmadığı ve her yıl onlarca balığın yurtdışına kaçırıldığı belirtiyor.
Doktor balıkların yurtdışına ne kadar kolay götürülebileceğinin bir örneği de isveçli Maria Karlström. isveç'in Skövde kentinde Salong Vasa adlı güzellik merkezinin ortaklarından olan Karlström, balıkları Türkiye'de tatilde olduğu bir dönemde keşfetmiş ve geçen mart ayında ortağı olduğu güzellik salonuna büyük bir akvaryum yaptırarak 500 adet doktor balığı isveç'e götürerek güzellik merkezinde müşterilerin ayak bakımında kullanmaya başlamış. Karlström, balıkların tanesine 40 isveç kronu (Yaklaşık 9 TL) ödediği belirtti. Kangal'da doktor balıklarla yapılan bir seanstan 75 Türk Lirası alınırken, yurtdışında her tedavi seansı için 1.500 - 2.000 avro alındığı belirtildi.
Kangal'daki balıklarla aynı özelliğe sahip doktor balıklar, Kangal'a 32 kilometre uzaklıktaki Kalkım köyünde de bulunuyor. Kalkım köyünde ise ne bir tesis ne de güvenlik bulunuyor. Bu yüzden de doktor balıkların daha çok buradan götürüldüğü belirtiliyor. Burası Kültür Bakanlığı'na devredilmesine rağmen koruma altına alınmamış. Geçen yıllarda da Antalya, izmir, Muğla gibi şehirlerde 5 yıldızlı otellerde doktor balıkların kullanıldığı tespit edildi. Bunun üzerine, Kangal Kaymakamlığı illerin bulunduğu valiliklere resmi yazı yazarak tebliğe aykırı hareketten dolayı işlem yapılmasını ve kapatılmasını istediği halde bir sonuç elde edilememiş. (Mehmet Menekşe, Cumhuriyet, 15.07.2011)
Yahu sağlık sorunu olmasa neyse de dağda, bayırda yaşayan balıklar izmir'e, Antalya'ya gönderilip oradaki hastalara derman olsa bu o kaymakama neden batar anlamak mümkün değil... Git o zaman kendi adınla bir tesis kur ya da bu balıkları işletmelere kirala ve adının kullanılmasını şart koş. Elin adamı tutmuş Norveç'e götürmüş sorun olmuyor da izmir, Antalya sorun oluyor bu işgüzarlara... Hadi onu da geçtim, ileride bu hayvanların yaşadıkları suya bir pislik karışır da ölürlerse ne olacak... en azından elimizde yedek kuvvetlerin bulunması daha mantıklı değil mi? Böyle bir durum olduğunda verdiğin yerlerden alır ve tekrar yetiştirirsin. Kaldı ki kaç kişinin bu balıklardan haberi var ki? Haberi olan kaç kişi tedavi olmak için ebesinin hörekesine gidebiliyor? Sen ne reklamını yapmışsın, ne adını duyurmuşsun, ne önlemini almışsın sadece vik vik vik ağlıyorsun... Yay balıkları Türkiye'nin her tarafına tüm insanlarımız faydalansın.
