sanma ki sen kızgın çölde yağan bir yağmursun
sanma ki sen kar üstünde açan bir çiçeksin
ne sanmıştın kendini, solmayan bir çiçek mi
yoksa gönül uydulu sönmeyen bir güneş mi
sevenim olmasa da görenim olmasa da
istemem gelme sakın çok geç
arayanım olmasa da soranım olmasa da
istemem ellerim boş kalsa
aylar geçti yıllar geçti ne haldeyim sorma
yüzüme gülsen dizime gelsen istemem sorma
sanma ki sen kızgın çölde yağan bir yağmursun
sanma ki sen kar üstünde açan bir çiçeksin
ne sanmıştın kendini erişilmez hayal mi
yoksa gökten zembilli dokunulmaz güzel mi
sevenim olmasa da görenim olmasa da
istemem gelme sakın çok geç
arayanım olmasa da soranım olmasa da
istemem ellerim boş kalsa
aylar geçti yıllar geçti ne haldeyim sorma
yüzüme gülsen dizime gelsen istemem sorma.
bir ceza şarkısıdır. polis filminin jenerik müziğidir *
Kimse bilmez ki neye ne için ne kadar vakit var
istesen de sırası yok ki ölümü ölmez sanan yar
Neler için harcarsın ömrünü neler için akar gider
Arkada kalana mı üzülürsün bence gidende çok beter
Mecbur kalıp yaptığın hatalar mı sana kaldı kâr
Dönüp baktığında verdiğin zarar elbet bir yerden patlar
Sıranı beklerken büyür şans beynindeki bir ur gibi
Hayat bazen de tatlı bir güzele yapılmış kur gibi
Bilmeceleri tek tek çöz yorgun olan bir çift göz
Üzgün olan her bir kimse düzgün olan hiç iş yok
Farkına var doğru sensin essin daim rüzgarın
Öyle çok yorulmuşsun ki saplanmış sanki bir ok
Senin işini senden daha iyi yaptığını sananlar
Vardır elbet bazen sende kendini en iyi sanırsın
Zaten sınırlar çizilmiştir çoktan buna inanırsın
Mecbur kalınca denize düşmeden de yılana sarılırsın
En son aldığın sayfaya ilk yazdığın sözler bunlar
Sende bu defter gibiydin önceden beyaz ve tertemiz
Şimdi bir müsvedde gibi hissetmektesin silmek imkansız
Birçok şey ve sen aynı bu kalem gibi oldun günbegün
Aynı bir kalem gibi tükenip bitecek her ömür
Ve geriye kalansa tahta sıraya kazılı ismimiz olur belki
Anlatılacak çok şey var paylaşılacak çok şey vardı
Fakat kaldı senle hepsi artık çok geç zaman geçti
Gerçeklerden kaçtıkça gerçeğinde vardın farkına
Üçüncü gözün açıldı ve beyninde kopar fırtına
Ben hep karanlık yerlerdeydim yalnız başıma
Şu an aydınlık önünde ama korkun aydınlıktan da fazla
Niçin yazmaya başladığımı hatırlamıyorum
Bir gün birleşti kağıt kalem ve ben
O gün bu gündür yazıyorum bu gün o gün olsa keşke
Zaman bir geriye dönse şöyle vicdanda ki azapta kalmazdı
Kader bu böyle yazılmış.
bir sezen aksu şarkısı. metin şentürk okumuştu en son. sözleri;
Vurgun yemiş misali gönlüm tutuldu aşka
Ciğerimden yanıyorum ben bu defa başka
Bu yangın benle ölünceye dek yaşasın varsın
Dünyanın o son günü sen beni arayacaksın
Doymadım doyamadım sevmelere seni ben
Kimseyi koyamadım yerine yeniden
Saymadım sayamadım sensiz geçen yılları
Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem
Zannetme bir gün geri dönmek değil niyetim ah
Hasrete teslim oldum asla gelmeyeceğim
Bu yangın benle ölünceye dek yaşasın varsın
Dünyanın o son günü sen beni arayacaksın
Doymadım doyamadım sevmelere seni ben
Kimseyi koyamadım yerine yeniden
Saymadım sayamadım sensiz geçen yılları
Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem.
girisiyle, beni benden alan, basimi donduren, icimi titreten candan sarkisi.
kesinlikle cok etkileyicidir. o nasi nazenin bir usluptur. daha ne densindir. "sana karsi ince bir sitem icindeyim."
gidenin, gitmisliginin arkasindan soylenecek shik sarkilardan..
beni özlüyormuşsun öyle diyorlar
kıs kıs gülüyormuş tuzak kuranlar
sense besleyerek yalnızlığını
kabul ediyormuşsun aldattığını
beni soracak olursan hayli kırgınım
kırgınlık bir yana bir de şaşkınım
tek tek anlayarak hatalarımı
sevmeye çalışıyorum yalnızlığımı
işte ben böyle bir hal içindeyim
aslında derin keder içindeyim
bazen bilmeyerek ne yaptığımı
iyi kötü güzel çirkin her biçimdeyim
bazen isyan edip yalnızlığıma
sana karşı ince bir sitem içindeyim