bilinmemesi gerekenler demek bilinmediği anlamına gelmez. öğrenmek ve bilmek istemeden savunduğu şeyin yanlış çıkma ihtimalinden ölümüne korkan acınası sistem zırvalarına alet olmuş, insan özgürlüğünü bilinmedikçe araştırılmadıkça kısıtlayan bir akımdır.
sistem denilen zırva kendini cehaletten ve umuttan besler.insanların tüm insanı değerlerini alır ve sadece sonraki ay kirasını ödedeyebildiği için kendini şanslı saymasını sağlar.
kendini bu sistemde şanslı sayan bir yoksul ahmaktır.
-sistem bizim marka merakımızdır.
-sistem kredi kartlarımızıdır.
-sistem murat 124'ün yanına park eden ferrari'dir.
-sistem orta doğuda ölen insanlardır.
-sistem bizi yönetenler değil bizim sahibimiz olanlardır.
-sistem bizi doğuran bizi kullanıp öldürendir.
sistemin dışında kalmak neden? onun içine girmek varken, bastığımız insan kafalarından oluşan merdivenlerde ilerlemek varken neden geri durmak ?
sistemi dışardan yok etmek imkansızdır. eğer sistem bir zincirse en büyük halka olmadan zinciri ayıramazsınız değil mi ?
diğer türlü düşünürsek yani sistemi dışardan içine girmeden yok edebilmek.
bu yok etme biçimlerinin en zorudur.tıpkı uludağ sözlüğü bilgisayar kullanmadan hacklemeye çalışmak gibidir.
din kavramı artık sistemin bir parçası olmuştur.müslüman ülkelerde merkezi otorite+sistem=din işte bu paradoksal üçlü sayesinde liderler koltuklarında kalıyorlar.
tıpkı on yıllar önce ispanya'da düzeni sağlamak için futbolu kullanan franco gibi.
sonuç olarak sistem, din futbol marka ve umutları sömürür ama en acısıda bunlardan bir haber yaşıyıp ölen ahmaklarla aynı dünyada bulunmaktır.