istanbullu besteci ve kompozitör. bugün hayatını kaybetmiştir.
---
ABD'den Ermenistan'a onlarca ülkede konserler veren, üç yüz bestesi bulunan Sirvart Karamanuk sayısız davete rağmen Türkiye'de yaşamayı tercih etmiş. Neden mi? Bizce cevabı dünyaca meşhur Akh Tamar! adlı bestesinde aramak gerek
19'uncu yüzyıl sonunda Osmanlı'nın Der Saadet'indeyiz... Ermeni (hakiki anlamda) burjuvazisinin kültürel yapılanmaya başladığı dönemin başı... Çoğunluğun, birden ticarete göz dikmeye başladığı bir dönem de aynı zamanda... Ticaret için sermaye ve ilişkiler ağı ise yılların birikimiyle başta Ermeniler, gayrimüslimlerde...
Bir avuç ittihatçının plan, Alman askeriyesinin nasihat, feodal zorbalığın da yardımıyla, tezahürlerinin bugüne dek, hissedildiği kolay ama zalim yol seçilir... Böylece 'sınır ötesinde ganimet elde etme' imkanı yok olunca, sıra gelir 'sınır içi'ne...
'Milli burjuvazi yetiştirmek' sevdasında milliliğe, herkes dahil edilmeyince hazıra konarak, kolayca burjuvazi yaratılacak zannedilir...
Bizans'tan Osmanlı'ya, imparatorlardan padişahlara, Anadolu'nun kadim (asli mi asli) halkı, Ermenilerin şehrin umumi çehresini şenlendirmek ve bereketlendirmek amacıyla getirtildikleri Der Saadet'te bir hareketlenme var... Endişe, arayışlar, modernlik iç içe...
Aydınlanmacı fikirler, Osmanlı hayatına, Ermeni aydınlarınca taşınıyor. Sonra tehcire yollanacak, geri çağrılacak, gördüklerinden çıldırmış olacak Kütahyalı Gomidas Vartabed, Anadolu musikileri derleme, tasnif, çok sesliliğe uyarlayışını, batı'dan aldığı bilgilerle, Türk Ocağı'nda genç nesle aktarıyor.
Kayseri'den Üsküdar'a gelmiş Kalpakyan ailesine bu ortamda, 1912 Aralık 1'de, ikisi kız, dört çocuktan sonra 'kazandibi' misali üçüncü kızları, Sirvart gelir.
Yirmi iki dönümlük bahçede, dört yaşına kadar doğa, hayvan sevgisiyle büyür Sirvart. Piyanist Armine ablası, bir gün hocasına götürür onu ve gidiş o gidiş...
iÇ SESLE BESTELER
Sultani'nin yanı sıra müzik eğitimi alır; akıl erdiremezler haline, zira öğretmen gittikten sonra defteri kapatır Sirvart. Herkes saçını, başını yolar. Halbuki öğretmen memnun ondan... Sirvart ise parmakçıklarıyla, sessiz... iç sesiyle müzik yazmakla meşgul...
Artık her gün ve yerde, sürekli, tehcirden kurtulmuş insanların pejmürde görüntüsü ve acı hikayeleriyle dolar taşar, içi dışı... Belki bunların da etkisiyle, altı yıl nice hastalıkla boğuşur; uzun nekahet dönemleri, Maxim Gorki'ninki gibi 'üniversiteleri' olur...
Budapeşte ve Viyana'daki ağabeylerinin yanında, abartmasız her gece, zamanın ünlü opera, klasik konserlerine götürülür. Sirvart bugün hala 'Şüphesiz hocalarımı inkar edemem ama asıl hocalarım, çocukluğumda dinlediğim ustaların konserleriydi' diyor.
Artık istanbul'a dönülmüştür ve...'hususi yollarla elde edilen marifetlerin resmiyete dökülmesi zaruri' görülür ve konservatuara gider. Aman efendim, o neydi Tanrım?
Hiç konservatuara gitmemiş Sirvart'ı dinleyen Ferdi Von Statzer 'Matmazeli doğrudan armoni son sınıfına alıyorum' der, Cemal Reşit Rey keza... Neticede dünyanın dört yanında verdiği konserler bir yana, konservatuardan mezuniyeti vesilesiyle çaldığı Beethoven'in 'Emperor' 5. Konçertosu'nu ve duyduğu haz bir yana... Yaşadıklarını bugün bile unutamıyor.
ÜLKESiNi TERKETMEDi
Sirvart Karamanuk (yan) bir yılda mezuniyetten sonra, bir ilki daha gerçekleştirir. Sevgili hocaları Lico Amar, Adnan Saygun, Lazar Levy ve özellikle Cemal Reşit Rey sayesinde konservatuarda ders veren ilk Ermeni kökenli öğretmen olur. Zekasıyla iş hayatına atılmış, başarılı, hayırsever bir insan, Kevork Karamanuk (yan) ile evlenir. Eski sağlık sorunlarından dolayı, çocuğu olamayacağı anlaşılır. Kayınvalidesinin şimşeklerini üzerine çeken Sirvart Karamanuk, onun evde olduğu saatlerde çalmaz. Çocukluk yetisiyle, iç sesiyle bestelerini yazar. Tam altmış beste!
ABD'den Avrupa'ya, oradan yıkılan SSCB ve Ermenistan'a sayısız konserler veren, üç yüz bestesi bulunan, nice plak, CD ve partisyonu yayımlanan, ödüller alan, Uluslararası Who is who-Women (Kim kimdir - Kadınlar) ve Dünya'da Müzik Kadınları sözlüğünde Türkiye ismini kaydettirmiş Sirvart Karamanuk aldığı sayısız davete rağmen hep Türkiye'sinde yaşamayı tercih etmiş...
Neden mi? Bizce cevabı dünyaca meşhur Akh Tamar! adlı bestesinde aramak gerek...
cenazesi 25 ekim cumartesi günü saat 13:00'te Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi'nde yapılacak olan dinî töreninin ardından, Şişli Ermeni Mezarlığı'na defnedilecek olan sanatçı.