4517 sayılı yasayla, Şirket-i Hayriye, fiilen ismini Türkiye Denizcilik işletmeleri olarak değişmiştir. Temeli Osmanlı Padişahlarından Sultan Abdülmecid zamanında atılmış. işletmesi iki gayri müslim vatandaşa ihaleyle verilmiş. Sonrasında iyi idare edilmediği gerekçesiyle devletleştirilmiştir. Tarihi kaynaklara göre ilk kaptanları gayri müslim vatandaşlarımız iken sonra ki yıllarda müslüman vatandaşlarımızda gemiciliğe ilgisi artınca türk kaptanlarda yetiştirilmiştir.
Bu şehir hatları vapurlarının osmanlı zamanında sürekli gecikmesi öyle espirili hikayelere konu olmuş ki eski insanların ne kadar naif olduğunu gözler önüne seriyor. Örnek vermek olursa misal şöyle bir hikaye vardır ki;
Dolmuş misali sık sık iskelelere uğrayarak ilerlemesinden dolayı halk arasında “dilenci vapuru” olarak anılan vapurlar sürekli varması gereken saati aşarak varış iskelesine gecikiyorlardı. Özellikle Şirket-i Hayriye’nin tanınmış kaptanlarından Ömer Kaptan’ın gerçekleştirdiği seferlerin gecikmelere uğraması, şirket yönetiminin dikkatini çekti ve kendisinin bilgisine başvuruldu. Gecikme üzerine yöneltilen soruya verdiği cevap;
"Efendim, Çengelköy’ ün sebzevatından, Beylerbeyi’nin teşrifatından, Kuzguncuk’un da haşaratından… Bunlar olmasa gecikmek ne demek, vaktinden önce bile Köprü’ ye varırım!” yanıtını verdi. Bu yanıtı daha da açıklaması istendiğinde ise; “Çengelköy bilindiği gibi bağlık, bahçelik bir köy. Halk yetiştirdiği hıyarı, patlıcanı istanbul’a hep vapurlarla indiriyor. Sepetlerin, küfelerin yüklenmesi epey vakit alıyor böyle olunca da vapurun hareket saati gecikiyor. Beylerbeyi de bilindiği gibi teşrifat meraklısı yaşlı beylerin, beyzadelerin semti. iskele girişinde iki kişi karşılaşsa, ‘Siz buyurun!’, ‘Rica ederim, önce siz buyurun!’, ‘istirham ederim. Siz varken bize mi düşer! Siz buyurun’ diye yol vermelerinden yolcuların vapura girmeleri hayli zaman alıyor! Efendim, malum üzere, Kuzguncuk kalabalık Musevi ailelerinin oturduğu bir köy. Anası, babası, kızı, oğlanı, konu komşusu sürüsüne bereket. Öyle bir hücum ediyorlar ki vapura, bir türlü arkası gelmek bilmiyor. Şimdi anlatabildim mi sebzevattan, teşrifattan ve haşarattan niçin geciktiğimi?” biçiminde mizahi bir açıklama yapar."
1851 de kurulan ve 1944 yılına kadar boğaziçindeki hat vapurlarinin isletmeciligini yapan sirket. bir de bu şirketin hüseyin haki efendi diye inovatif bir yöneticisi vardır.