6 yıl boyunca açılmayı bekleyen tren garıdır. ibb başkan adayı binali yıldırım bu gardaki demiryolunu ve yedikule'ye kadar olan kısmını sanat hattı yapmak istemiştir ama çok şükür bu proje rafa kalkmıştır. garımıza yeniden ekspres trenleri gelecek...
MALESEF ARTIK AMACINDAN ŞAŞMIŞ BiR TARiHi ESER OLARAK KALMIŞ YER. OYSA NE GÜZELDi ÇOCUKLUK YILLARIMIZDA SiRKECiDE BiR YANDA VAPURUN BiR YANDA TRENiN SiRENLERiNi DUYMAK. KULAKLARIMIZIN PASI NiCE SES iLE SiLiNDi O YILLARDA
pimapen kaplanmış tarihi gar. haydarpaşa'yı da yakmışlardı zaten. orijinalliğini koruyan kardeşlerinden birini görmek için ankara garı'nı ziyaret ediniz. çabuk, onun da içine edilmeden...
ibb'ne devredilen gardır. şuan sanırsam restorasyonda. gar ve gara bağlı binalar istanbul Kent Müzesi, istanbul Demiryolu Müzesi olarak dizayn edilecekmiş.
--spoiler--
Sirkeci'den tren gider,
Evim, barkım viran gider,
Biz hep atla geçtik Tuna'dan,
Böyle geçmedik avrat, uşak,
Biz hiç böyle geçmedik,
Tuna bizden utanır, biz Tuna'dan,
Aldırma be Tuna'm,
Yiğit çıplak doğar anadan...
--spoiler--
2. Abdülhamit'ten hatıra Avrupa yakasındaki gardır. 3 Kasım 1890 Ahmet Muhtar Paşa tarafından açılışı yapılmıştır.
"Sirkeci Garı" aynı zamanda kaba bir hitap şeklidir. Kadın kelimesinin 'Karı'ya sonra da yöresel şive ile 'Garı'ya dönüşmesinden sonra sirke satan sirkeci kadınlara "Sirkeci Garı" olarak hitap edilmiş ve öyle kalmıştır. hehehe
ben küçükken,
bir iki kaçak binme girişimi sonrasında köpekten kaçar gibi güvenlikten kaçtığım, bir iki arkadaşın uğrunda gazi olduğu, hayatımın en atraksyonlu dönemlerine ev sahipliği yapan ve trene kaçak binmenin en zor ikinci yer olduğu tren istasyonu.
ibrahim sadri'nin şiirine konu olmuş tren garıdır.
Sirkeciden tren gider
Varım yoğum törem gider
Tuna bizden utanır biz Tuna'dan
Yüzüne kapatır ellerini
Aldırma be tunam
Yiğit çıplak doğar anadan
Sirkeciden tren gider
Vagon gider derdim gider
Gurbet elde bir başıma
Varım yoğum alır gider
Sirkeciden tren gider
Ona giden verem gider
Bir kampana çalar analar ağlar
Oğul oğul çocuklar öksüz gelinler dul
Akşam olur hüzün çöker
Omuzlarım bir bir düşer
Sirkeciden tren gider
Gözyaşımı döker gider
Sirkeciden tren gider
Erzurumlu Duran
Ankaralı Burhan gider
Burda ezan var orda çan
Her sabah çınlar tepemizde
Uyan uyan
Sirkeciden tren gider
Bir yaldızlı Kur'an gider
Su serperler ya gidenlerin ardında
Dün askere Hint'e Yemen'e
Bugün ekmeğe yaban ellerine
Dönmezler ya andan
Sirkeciden tren gider
Evim barkım viran gider
Biz hep atla geçtik Tuna'dan
Böyle geçmedik avrat uşak
Biz hiç böyle geçmedik
Tuna bizden utanır biz Tuna'dan
Aldırma be Tuna'm
Yiğit çıplak doğar anadan
Sirkeciden tren gider
Vagon gider derdim gider
Gurbet elde bir başıma
Varım yoğum alır gider
Sirkeciden tren gider
Erzurumlu Duran
Ankaralı Burhan gider
Burda ezan var orda çan
Her sabah çınlar tepemizde
Uyan uyan
istanbul'un Avrupa'ya açılan kapısı Sirkeci Gar'ının temeli 11 Şubat 1888 günü büyük bir törenle atıldı.03 Kasım 1890'da hizmete açılan görkemli gar binasının mimarı Alman mimar ve mühendis A.Jasmund'dur.Berlin Üniversitesi mezunu olan Jasmund şark mimarisi konusunda incelemeler yapmak üzere istanbul'a gelmiş, Sultan II.Abdülhamit'in güvenini kazanarak sarayın danışman mimarı olmuştur.
Jasmund gar binasının projesi hazırlanırken özellikle bir nokta üzerinde durmuştu.istanbul,batının bitip Doğu'nun başladığı yerdi.Birbaşka deyişle Doğu ile Batı'nın birleştiği noktaydı.Bu nedenle bina oryantalist bir uslupla hayata geçirilmeli,bölgesel ve ulusal biçim kalıplarına yer verilmeliydi.Bu uslubu yansıtmak için cephelerde tuğla bantlar kullanıldı.Sivri kemerli pencereler,ortaya ise Selçuklu dönemi taş kapılarını anımsatan geniş bir giriş kapısı yaptı.Vitraylar bu uslubu tamamlıyordu.
Binanın kaidesi granit,cephesi mermer ve Marsilya Arden'den getirilmiş taşlarla yapıldı.Bekleme salonlarına,Avusturya'dan getirilmiş büyük çini sobalar konuldu.Binanın aydınlatılması ise çeşitli yerlere konulan 300 havagazı feneriyle sağlandı.
Sirkeci Garı'nın yapıldığı dönemdeki hali çok görkemliydi.Deniz binanın eteklerine kadar geliyor ve denize taraçalar halinde iniliyordu.
Orta girişin iki yanında saat kulesi,üç büyük lokanta,ayrıca binanın arkasında geniş bir bira bahçesi ve açık hava lokantası bulunmaktaydı.
Gar'daki büyük lokanta ise binanın saat kulesi cephesindeydi.Lokantaya uzun mermer merdivenlerle çıkılıyordu.
Yedikule'de yapımına başlanan demiryolu Yenikapı'ya geldiği zaman hattın, Sarayburnu'na kadar uzanan Topkapı Sarayı bahçesinden geçirilmesi konusu uzun tartışmalara yol açmış,Abdülaziz'in izniyle hat Sirkeci'ye ulaşmıştır.
Ancak,Sirkeci'ye ulaşan demiryollarının yapımında istimlak amacıyla tarihi değerine paha biçilemeyen Bizans ve Osmanlı saray ve köşkleri yıkılmış,sahil özeliğini yitirmiştir.
Gar'ın büyük kapısı üstünde bugün mevcut olmayan ama yeri bulunan tuğra ile Muhtar Efendi tarafından tanzim edilmiş şu kıt'a yazdırılmıştır:
"Ulu Hakan himmet ederek
Buyruk verdi.
Demiryol için bu gönül çeken
istasyonu yaptırdı.
Tarihi ilan için çıktı özel bir tren
Sultan Hamit yaptırdı bu süslü ve gönül çeken istasyonu"
1869 yılında yapım imtiyazı verilen 2000 km .lik Şark demiryollarının milli sınırlar içinde kalan 337 km .lik istanbul-Edirne ve Kırklareli-Alpullu kesiminin 1888 de bitirilerek işletmeye açılmasıyla istanbul,Avrupa demiryollarına bağlanmıştır.