(bkz: gargamel) adamım ya bütün şirinlerden nefret ediyorum diye hönkürken azman da ona uluma şeklinde bir sesle eşlik ediyor. iyi bir çoçuk olursanız bel ki sizde gargameli görürsünüz.
şimdi bi kere bu şirinlerin bi eli yağda bi eli baldadır di mi; insanı kanser eden bi mutululukları vardır arkadaş. lan bi kere de kasvetli havası olsun köyün ya, bu kadar anlayışlı olmayın, bi iki kavga edin ağız burun girin birbirinize; şirin babaya karşı çıkın mesela, biri bi göt etsin; ya da içinizde biri, koskoca köydeki tek hatun şirineye sulansın, tecavüze yeltensin. yok.. hiçbir kriminal olay yok.
köydeki bütün kötülük misyonu gargamelin omzuna yüklenmiş; bi kere hep cinlik peşinde koşmalıdır herif, durmadan bi çaba: "lan bu şirinleri kesin sikmeliyim bu sefer.". lan adamın işi gücü kazan başında iksir hazırlamak, çüküm kadar yaratıklarla uğraşmak; bi de her seferinde elinden kaçırır mal, deli eder beni.
aslında ben gargamelin kederini anlarım ve üzülürüm ona; bi insanoğluna nedir lan bu işkence. bi de bugs bunny de var bu, o ibne de zavallı avcıyı maymun eder hep -ona da yazmak lazım bişeyler- ben o bugs bunny nin de te mına koyim; neler ediyo o karavana sam e.
gargamel in saflığının bünyede bıraktığı acıma ve sevgi hisleriyle, şirinlere karşı da durdurulamaz bi nefret doğar içimde; gargamel in amansız mücadelsini, her seferinde aynı şevkle, bağlılıkla gayesine ulaşma çabasını görürüm ve ona saygı duyarım; filhakika tüm sefilliklerine rağmen, salt gargamelin saflıklarından faidelenip onu madara eden şirinlerin kurnaz görüntüsünden esef duyarım; bu kadar yapmacık mutuluklarından, sahte görüntülerinden iğrenirim.
tanım: gerçekten şirin köyü gibi olmuş olsa, herkes bi şirin olsa mesela, hayatın, insanların ne kadar daha da çekilmez olabileceği fikrine dayanamayan beşerin serzenişi.