ben esnaf lokantalarının adamıyım. tas kebabının yanına taze yeşil biber (böber hatta) kondumu benden mutlusu yoktur o yemekte. soğuk cacıkla yenen yemeği büyük boy menülere değişmem. bilmem ne sosuyla marine edilmiş, ıspanağa yatırılmış biftekler çok cazip gelmez bana.
pilavın üzerine azıcık kuru gezdiren aşçı baş tacıdır benim muhitte.
bunları dedim dedim inanmadın sevgilim. bak noldu şimdi?
"sitek cempz elisiz" diye biftek mi olur lan? ben deplasmanda iyi oynayan anadolu takımı mıyım yarim? "2 kuru 2 pilav çek, bi buçuk da köfte aaaat" diye bağıran garsonun yerini elindeki makinaya ecnebi yemeklerini yazan garson alınca benim tüm taktik disiplinim gidiyor. kendimi ölümüne bir deplasmanda hissediyorum. sonra sen benden aşk bekliyorsun, huzur bekliyorsun. çok nafile, çoook..
hayal mahsülü sevgilime yazdım, siz anlayın. ismini söyleyemediğimiz yemekleri bize sunmaktan vazgeçsinler. bu tip yerlere giden zengin bebeleri, size de iki çift lafım var: