sinüslerin iltahapla dolması sonucu meydana gelen hastalıktır. sıcak rüzgarlı havalarda, soğuk rüzgarlı havalarda, rutubetli havalarda başın ağrıması, burun akıntısı meydana gelir. ayrıca uzun saçlıysanız saçınız ıslaksa ya da saçınızı kazıttıysanız da başlar ağrı ve akıntı. kısa vadede bulunabilecek çözümler sürekli peçete taşımak, burun spreyi bulundurmak, kulak burun boğaza gidip antibiyotik almaktır. uzun vadede mutlaka ameliyat olmak gerekir. 8 yıldır peşimi bırakmayan hastalıktır.
kronik olmayanı ilaçla geçer fakat kronik sinüzit tam anlamıyla ömür törpüsüdür. yaşlıların genelde bu hastalıktan şikayetçi olmama sebebi araştırılmalıdır. muhtemelen günümüz teknolojisinden bir etken buna sebep olmaktadır.
uğramak için yaz, kış ayrımı yapmayan hastalık. her sene en azından 2 haftamı işkenceye çevirir şöyle ki; ilk günler hafif baş ağrısı yapar geçer, hafif dediğimiz sinuzit ağrısı diş ağrısına eşdeğerdir. devam eden günlerde dozunu arttırmaya başlar, daha önceden idmanlı olduğunuz için antibiyotik içmeye başlamışsınızdır ama bu uykunuzdan iğrenç bir ağrı ile uyanmanıza engel olmaz bir süre beklersiniz hemen ağrı kesici içmemek için, ilk başlarda en fazla yarım saat içinde geçtiği için ağrı kesici kullanmadan atlatırsınız. fakat başınıza bela olduğu 2 haftalık ziyaret içinde tamamen işkenceye dönüşen, hayattan nefret ettiren, acıyı sonuna kadar tatmanızı sağlayan, en kuvvetli ağrı kesicilerin bile çare olamadığı 2,3 kriz mutlaka yaşatır. o derece şiddetli sancı yapar ki, ağrıyan yerin üstüne silah dayayıp ateş etmeyi bile düşünür insan, bu işkencenin bitmesi adına. bu kuvvetli sancılardan birini 2 saattir yaşıyorum ve hafiflemeye başladı şükür, şimdiden ilerleyen günlerde 2. ya da 3. sancının gelmemesi için dua etmeye başladım çünkü doktor, antibiyotik, ağrı kesici hangisine başvursam kuvvetli sinuzit ağrılarına engel olmayacaktır o istediği zaman gider. ben bunu çok iyi bilen ve nefret ettiğim halde kendisine saygı gösteren biriyim.
biomet adlı 1000mg lik antibiotik sayesinde yaklaşık 3 haftada kurtulduğum ya da öyle sandığım, doktorun bazen çare olarak " 5 litre su içiyoruz canım " diyebildiği ve sizin de cevap olarak " fil miyim ben mınakoyyim " diyebileceğiniz hastalık. evet bünyeyi su manyağı yapmak, ıhlamura, nane limona abanmak gibi kısa süreli çözüm vadeden çareleri olsa da en iyi yolu doktordan alacağınız sağlam bir antibiotikle bünyeyi yataktan 5-6 gün hiç kaldırmamaktır. kaldı ki bu illet başağrısından kurtulmak antibiotik ve tedaviye rağmen bazen 20 günü bulabiliyor ki daha geçen ay tam 3 hafta boyunca beynimde kazı çalışması yapılıyormuşçasına iğrenç bir ağrı ve halsizlikle baş etmek zorunda kalmışlığım da vardır.
gözler açılır açılmaz burun akmaya, hapsırmaya, öksürmeye, gözlerde yanmaya, kızarmaya, kaşınmaya yol açar. gözün içinden beyine doğru bir sinir çizgisi gider. o sinir çizgisi olsun ya da olmasın, cinneti tetikleyen çizgidir. çizgi halinde gözün arka kısmına bir sızı girmisse, iste o sinir çizgisidir, çok güzel dakikalar baslamıs olur. bazen bir saat, bazen gün boyu sürer. sprey, bağısıklık yapıyor diye nadiren kullanılır. ama o bile ise yaramaz, gözleri açamama hali devam eder. çevrede bulunan herkes, o sinirle öldürülebilir. öyle bir sinir yapar ki, burnuma yumruk attığımı bilirim. insanı dayak yemisten beter eder. inanılmaz yorar. bes gün boyunca sabahlamıs gibi yapar. ardından bas ağrıtır, yutkunmayı engeller. en ufak bir rüzgarda burun akmaya baslar. sevgilinin yanında olmaya özen gösterir ki, ne kadar serefsiz bir hastalık oluğunu gösterebilsin.
- tamam oğlum biliyorum zaten ne kadar serefsiz olduğunu!
demek bile ise yaramaz. sadece burun akıntısıyla bırakmaz, kriz sekline dönüstürür. dört mevsim çekinmeden icraata geçer. o gün canı nefes aldırmak istemiyorsa, aldırmaz. hatta iki haftaya kadar çıkar. ne kadar süreceği bile tahmin edilmez. hiçbir zaman değismeyen bir gercek var ki, mütemadiyen hergün kendini gösterir. kendisini buradan selamlıyorum, su dakikada bile kendisiyle uğrasıyorum. hastalığımı benimlen paylasan arkadaslara basarılar diliyorum.
insana hayatın böyle hiç geçmeyeceği hissi verdiren, acaba köpek düvleği denen şeyi mi kullansam diye sorduran acı ve ağrı dolu hastalık.
not:köpek düvleği denen şey kullanıldığında beyne giderse ölüm; bir ihtimal sinüslere giderse kurtuluş ümidi vardır. http://www.kulakburunbogaz.com/
selpak taşıyan arkadaşlara özenmektir. keşke benimde burnum aksa, hatta lakabım sümüklü olsa da o sümükler kafamda çember oluşturup halay çekmese dedirten geçmeyen hastalıktır. buradan ilkokulda uğruna her tenefüs kafamı musluğun altına tuttuğum sıra arkadaşım kıza elektro saz eşliğinde oyun havaları gönderiyorum.
allah düşmanımın başına vermesin bir hastalıktır. arabada otobüste giderken, dışarıda yürürken yüzünüze gelen en ufak bir esintiden dolayı yerinizde duramamanıza sebep olur. antibiyotik manyağı olursunuz, yine de fayda etmez.
sinüs boşluklarının mukozasının enfeksiyonu. tanısı sanılanın aksine grafiyle değil klinikle konur ve tanı koymak için 10günden uzun süren burun akıntısı yeterlidir. bu kişilerde uygun antibiyotik tedavisiyle başarı sağlanabilmekle birlikte, tekrarlayan vakalarda altta yatan başka patolojiler düşünmek gerekir. bunlara örnek olarak sinüsün havalanmasını bozan polipler *, anatomik bazı farklılıklar *, yabancı cisimler verilebilir. sinüzit sıklıkla rinitle birlikte olur ki bu duruma rinosinüzit denir. allerjik zeminde gelişmesinin daha kolay olduğunu söyleyen çalışmalar mevcut. uzun sözün kısası iltihaplanmaya bağlı, hareketle artan, soğuk havalarda şiddetlenen baş ağrısı ve burun akıntısıyla giden bakteriyel bir enfeksiyondur.
boşluk doldurma oynar gibi,virüslerinin boş buldukları yüz alanlarını doldurdukları ve üstüne üstlük vücüdunuza yerleşip sizi delice süründürdükleri hastalık türüdür.