sinüslerin dolmasıyla oluşan hastalıktır.
dünyanın en iğrenç hastalıklarından biridir.* bebekliğimden beri kurtulamadığım, sanırım artık bünyemde kronikleşmiş ve her grip olduğumda geçirdiğim bi' hastalıktır. inanılmaz baş ağrısı yapar.* hatta en kötü özelliği baş ağrısı yapması diyebilirim yada şuan bende aynı etkiyi yaptığı için çok kötü olduğunu düşünüyorum bilmiyorum yada düşünemiyorum bu baş ağrısından. suratınızın* rüzgara maruz kalması bile sinüzit olmanız için yeterli. korunmak için; saçları kısa kestirmek, banyodan sonra saçlarımızı hemen kurulamak ve kurulama esnasında saç kurutma makinasını sıcak üflüyo bile olsa alın bölgesine tutmamak, alın bölgesini rüzgardan korumak, burnu su ile temizlemek gerekir. şuan geçirdiğim hastalıktır. baş ağrısının ne olduğunu bu hastalığı geçirdikten sonra anlayabilirsiniz.*
öldürse de kurtulsam dediğim hastalığım, yıllardır bundan çekiyorum, üstelik yaz kış, hele kışları hiç çekilmiyor soğuk geldiği gibi azıck soğuk algınlığında sinüslerim, hadi sıramız geldi dercesine doluyor, sonucu lanet baş göz burun diş ağrısı, üstelik halsizlik de yapıyor ve hayat daha da çekilmez hale geliyor, keşke sinüsleri aldırmanın mümkünatı olsaydı, zira yok onlar olmadan yaşamamız münkün değil.
karlı bir kış günü, iş çıkışı eve yayan gitmeye mecbur olan şahsın, 30 dakika boyunca kafasına inen kar tanelerinin, sanki saç köklerinin içinden girercesine çaba göstermesi, başın soğuktan sağa sola bile dönmekte acizlik göstermesi sonucu, migrene dönüşen envai çeşit hastalıklardan yalnızca bir tanesi.
3 sene önce şiddetli bir grip sonrası vücudumu saran sırnaşık hastalık. hastalık çoğunlukla baş ağrısının yanı sıra geniz akıntısının neden olduğu farenjit, bulantı, sersemlik, halsizlik ve sanki karşınızda limon sıkıyolarmış gibi sürekli pis bi ağız sulanması gibi sonuçlar doğurmaktadır. öksürük ve bademcik iltihaplarında yol açmakta, insanda feleket sinir ve sıkıntı yaratmakta kişinin sosyal hayatınıda çok olumsuz etkilemektedir. oluşan geniz akıntısı yüzünden deniz baykal gibi sürekli ıhım.. ıhım... diyerek boğaz temizlenmek zorunda kalınmaktadır. defalarca kullandığım antibiyotiklere rağmen zamanla iltihap sertleşti ve kronikleşti. ameliyattan kaçan ben için yaratıcıya sığınıp kullandığım bir çok alternatif tedavi yollarından en çok işe yarayanlar papatya buğusu ve yazın deniz suyu tuzlu olan akdeniz sahillerinde bolca denize girmek ve o suyu sürekli genize çekmek. 1 kaç hafta içerisinde kaya gibi tabakaların hareket ettiği görülmüştür. örneğin 1 ay kalabilseydim hastalığın tümüyle geçeceğine inandım. eğer deniz suyu imkanı yoksa ılık suya tuz katılıp iğnesi çıkarılmış en büyük boy enjektöre çekilip bir burun deliğinden verilip öbür burun deliğinden çıkartılır. bu esnada başı sağa sola eğip ve ağızdan nefes almak gerekir. bu arada içtiğimiz suyu, ph düzeyi 8 ve üzeri olan alkali sulardan seçmek vücuttaki mukus ve sümüksü tabakaların oluşumunu azalttığı için tavsiye edilmektedir. (kesinlikle işe yarıyor)
değerli prof saraçoğlu üstatın şiddetle önerdiği papatya buğusu ise; efenim yarım litrelik su herhangi bir cezve veya küçük tencereye konur. kaynadıktan sonra içine üç dört tutam kurutulmuş kır veya mayıs papatyası konur, 5-6 dakka sonra ateşten alınır ve burna yaklaştırılır. baş büyük bir havluyla örtülerek buğunun dışarı kaçmaması sağlanır. 10 dakka burundan nefes alınır verilir. bu sürede sıcaktan ve buhardan buhrana girilebilir. bu işlem su 30 dakka sonra bi daha kaynatılarak tekrarlanır. sonrada eğer bu süreçte burnunuzdan tencereye sümük damlamamışsa bu papatya çayı süzülerek bir güzel içilip mışıl mışıl uyunur.(papatya çayı uykusuzluk için en çok önerilen bitki çaylarındandır.) bu işlem akıntı gelene kadar günde iki kere ve iki üç gün arka arkaya tekrarlanır. hakkaten işe yaramaktadır.
maranki tarafından önerilen diğer pratik tedavi yolları; ( limonlu olan acı versede acayip işe yarıyor. diğerlerini henüz bende kullanmadım. )
- hatmi yaprağı, altın başak, orman sarmaşığı eşit karışımının çayı, 2-3 saatte 1 bardak içilir.
- her 3 günde, bir limon sıkılıp aynı miktarda su ilave edilerek gözlerden yaş gelecek şekilde buruna iyice çekilmelidir. bu tedaviye 1 ay kadar devam edilmelidir.
- 1 çay bardağı suya, 1 çay kaşığı kekik yağı konulur. bir başka fincanda fındık kadar kil eritilir. üzerindeki duru su alınıp, kekik yağıyla birleştirilir. iyice çalkalanır, günde 3-4 defa burun deliklerine bir kaç damla damlatılır.
- maydanoz ve ebegümeci beraber haşlanır. buharı teneffüs edilir.
acı kavun denilen bitkinin kullanılması ölümcül zararlar vermekte ve hasar bırakmaktadır. kesinlikle kullanılmaması tavsiye edilmektedir. eğer ecelinize susamışsanız ve illaki kullanacam diyorsanız 1 damlaya on damla su olacak şekilde sulandırın.
bu hastalık insanı öyle sinir eder ki bu tedavilerin herhangi birinden sonuç almaya başlandığınıda yani sümkürürken yeşil sarı renkte jöle kıvamındaki sert iltihap pıtır pıtır düşmeye başladığında oluşan sevinç görülmeye değerdir. şifa yaratıcıdandır. sinüzitsiz ve geniz akıntısız günler dileğiyle.
sıcak soğuk demeden ınsanın selpaktan kurtulamamış halidir.. sıcakta anlıma güneş vurduğundan sinüslerin sındığından mıdır nedir , sümüklerim akar. Kışın zaten hiç durmaz.. Ama insanı kıvrandırmayı başarır.
basimin belasi hastaligim. bugune kadar kullandigim burun spreyleriyle, antibiyotiklerle bir ecza deposu acar isletirdim. bana misin demez, devamli tekrarlar. bahar donemi caninizdan bezdirir. nefes aldirmaz. ufak bir ameliyatinin da oldugu soylenir ama ondan memnun kalan gorulmus mudur, ben sahsen gormedim.
her sabah kalktığınızda genzinizde, burnunuzda doluluk hissine sebep olan, havuzada * bir saatten fazla kalmanızına izin vermeyen, suratınızda kızılcık sopasıyla dayak yemişcesine bir ağrı oluşturan, olur olmadık yerlerde halsizleşmenize ve sinüzit atakları geçirmenize sebep olan, burnunuzu tıkayarak vücudun %30 daha fazla efor sarfetmesine sebep olan, ne öldüren ne güldüren , tedavisi olmadığına inandığım, sinüslerin iltihaplanması sonucu oluşan bir hastalık.
denizde, sinüslerinizin açılmasından sonra sümüklerinizin şırıl şırıl akmasının verdiği rahatsızlıkla insanların yüzüne bakmadan önce dalıp burnunuzu temizlemeye çalışmanız akabinde akılda soru işaretleriyle insan arasına karışmanızı sağlayan hastalık.
tedbiri elden bırakılmaması gereken hastalıktır. zira bu hastalığın güzü, baharı, yazı, kış yoktur.
evvelki yaz itibariyle ciddi ciddi kafamı duvarlara vurduran hadisedir. akabinde acilde vurulan iğne ile kendime gelebilmiştim. saç kurutma makinesiyle bile şıfa kapılabilir. denize girmek, ufak ufak dalmak, genize su kaçması iltihabı söktürür.
soguktan sicaga girince; beton tutmus mukus salgisinin burun boslugu icinde erimeye basladigi hissedilir. hapsurup durma sebebidir. soguga cikildiginda ise kaskol, atki, sapka, kar maskesi ne varsa kafa soguga karsi korunmalidir.
kronik olan hastalarda degisik tabletler, burun spreyleri vs vs kullanilir. hatta özel burun yikama aletlerini de eczanelerden temin etmek mümkündür.
gece horlama sebebidir. sabahlari uyanma sonra bas agrisi yapar.
(edinmis oldugum bilgiye göre: önceden tedbiri alinmaz ise; menenjit, yüz felci gibi rahatsizliklara bile sebep olabilecek, hafife alinmamasi gereken ciddi bir hastaliktir.)
alerjik rinit ve burun yapısı, polip gibi nedenlerden dolayı burun sıvısının yani mukusun dişarıya veya yutağa akamamasından kaynaklanan tıkanıklğin mikrop kaparak iltihaplanmasıdır. 5 yıldır çekiyorum 2 defa ameliyat oldum * burun konusunda uzmanım artık.
kaynattığınız su içerisine aktarlardan, bulamadıysanız poşet olandan papatyayı dökerek başınızın üzerine de bir havlu örtüp yüzünüzü bu suyun buharına mağruz bırakarak bir nebze rahat edebilinecek hastalıktır.
içten gelen akıntının alın ve elmacık kemiklerindeki boşlukları doldurması ve kurumasıyla dayanılamayacak bir ağrı oluşturan illet bir hastalıktır.sinüzit hstası olanlar 2 günlük grip olduktan sonra anormal bir nöbet geçirirler ki bu yaklaşık 1 haftalarını rezil etmeleri anlamına gelir. tedavisi ameliyat bile değildir.