özellikle kronik olanında, bakterilere göre antibiyotik verilmesi gereken hastalıktır. 80 den fazla kronik sinizüt hastasında yapılan bilimsel araştırmada bakteriyoloji ve antibiyotik duyarlılığı ölçümü yapılmıştır. bu sonuçlara göre en çok üreyen bakteri kns, en etkili antibiyotik %86.3 oranıyla siprofloksasindir. (bkz: cipro). işin ilginç yanı doktorlar nedense bu antibiyotiği sinüzit için pek yazmazlar. oysa ki en etkilisi açık ara oymuş. bu araştırmaya göre en çok üreyen bakteriler aşağıdadır.
kns stafilokok: %57.5
s.pneumonia %13.7
s. aureus: %6.9
p. aeruginosa: %6.9
e.coli: %5.5
enterobacter: %5.5
proteus spp: %2.7
s. viridans: %1.3
sinuslerin iltihaplanmasi durumudur. her mevsim özellikle kış bitene kadar antibiyotik kullanmama sebep olan geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, yüz ve baş ağrısı ve genizdeki doluluk sebebiyle öğürtü yapan kronik hastalıktır. antibiyotiklere rağmen tekrarlıyorsa kendinizi doktorunuzun şefkatli kollarına bırakmanın vakti gelmiştir.
bir yanlışlık var galiba. bendeniz onbeş yıldır sinüzit denen illetle hemdemim. lakin ilk defa sinüzit hastalarının ellerinde peçeteyle dolaştığını duyuyorum. benim burnum akmaz ki. keşke aksa da sinüsler boşalsa. bırakın akmayı hapşırmak için bile olmadık şeyleri yapıyorum. şu anda ciddi baş ağrım var. her zaman yaptığım gibi papatya çayını demledim birazdan teneffüs edeceğim. üç gün tatbik edince efendime söyleyeyim bu illet en azından bir ay uğramıyor mahallinize.
ailecek kötü anılarımızın olduğu illettir. acı kavunun bu hastalığa iyi geldiği rivayet edilir (babam tarafından). evin büyük bir bölümünü otlara ayıran bir babaya sahibim. kendisi acı kavunun bu hastalığa derman olduğunu düşünür. öyle ki bu düşüncesini bir şifacı edasıyla konu komşuya da aşılamaya çalışır. karşı komşumuzun fenalaşıp hastaneye kaldırılmasına kadar bu huyu devam etti. ona kalsa suçlu ne acı kavun ne de kendisi. tamamen komşumuzun psikolojik rahatsızlıklarından dolayı bünyesi acı kavuna ters tepki verdi.
her gün, acı acı iki adet iğne vurulmama neden olan, özellikle soğuk havanın burun kısmı ile ilişkisi sonucu kendini gösteren, önlenmezse menenjite kadar giden illet bir hastalıktır. soğuk havalarda insanı korkutur resmen. ulan ya soguk vurursa, ya nüksederse bu illet yine diye.
alın, burnun arka kısmı ve burnun her iki tarafında bulunan kemik boşluklara yüz sinüsleri adı verilir. bu boşlukların ve iç yüzlerindeki mukozanın iltihabıdır.
(bkz: bioser) adlı mart 2011 de piyasaya sürülen bitkisel masaj jelinin hem iltihabı sökmekte hem de ağrıları gidermede çok iyi geldiği söyleniyor. içinde okaliptustan biberiyeye kadar ondan fazla bitkinin yağı varmış. (bkz: biomedikal) firması tarafından üretilen (bkz: migren) (bkz: sinüzit) (bkz: romatizma) gibi hastalıklara iyi geldiği söylenen bu jeli tv reklamlarında görüp internet sitesine girdiğimde ürünü kullananlardan özellikle (bkz: sinüzit) ve baş boyun sırt ağrıları ile ilgili çok olumlu yorumlar gördüm. kronikleşmiş sinüzitim için kullandıktan sonra tekrar yorum yapacağım. bu da linki http://www.biomedikal.com.tr/urunlerimiz.aspx
telefonla sipariş veriyorsunuz aradığınız nodan sizi arıyorlar gayet ilgililer. sinizüt için 1. kutu bitene kadar günde 3 kere 2. kutuda günde 2 kere 3.kutuda günde 1 kere alın şakak ve burun kenarlarına sürmek gerektiğini söylediler. 2 günde kargoyla geldi.
edit: 2. gün jel gayet etkili ve keskin. 22 çeşit bitki varmış içinde. burnumun biraz açıldığını hissediyorum katı bir akıntı başlıyacak sanki.
edit: 15 gün ilk kutu bitti. benim iltihap taş gibi olduğu için anca yumuşadı sanırım. minik minik yeşil iltihaplar çıkıyor ama henüz koyu bir akıntı felan görmedim açıkçası. bakalım daha iki kutu bitereceğim.
edit: 3 kutu da bitti. özellikle yazın sıcaklarda daha etkili oluyor. bende baya bir akıntı sağladı. ancak tam olarak da tedavi etmedi. şiddeti azalsa da hala nüksediyor zaman zaman.
illet hastalıktır.burun durmadan akar.sanki beyinde bi musluk var o musluk açık kalmışta hep sümük geliyor gibi hissederseniz*.bide bu hastalık sabahları ihtahsızlığa yol açabilir.
rüzgarla çok yakın arkadaş olan bu lanet, ne geceleri uyku veriyor, ne gündüzleri rahat. gündüzleri baş ağrısından, geceleri de burun tıkanıklığından ölüme sürükler adamı. grip olmaya görün; solunum cihazına bağlı yaşasanız daha iyidir o dönem. sesli nefes almalar mı dersin, horlama sorunları mı dersin, burun akıntısı mı dersin, baş ağrısı mı dersin; insanın ağzına teker teker sıçar hepsi. çözüm, yazın denize girmek de olmuyor. istediğin kadar sinüs boşalt kışın 2 rüzgarda tekrar geri geliyor. ameliyat da tam çözüm değilmiş galiba ama yeter artık. ben giderim hastaneye arkadaş!
ara sıra beni de ziyaret eden hastalıktır. şöyle bir iyileştirme biçimi duydum lakin bilmeyen yanlış ellerde tehlikeli, ölüme sebebiyet verebilir.
"bu illetten kurtulmak için, bitkinin suyunu (acı kavun) bir çay tabağına damlatın ve kulak pamukçuğu gibi minik bir pamuk parçasını bu zehirli suya bandırırıp hafifçe ıslattıktan sonra, bunu burnunuzun iç yüzeyine yavaşça sürün.
Yani, ilacın suyunu burnunuza damlatmayın; bir pamukçuk ile sıvıyarak burnunuzu sadece ıslatıp nemlendirin, yeter. Çünkü, bu acı suyun kokusu ve nemi dahi sinüziti tedavi etmeye kafi gelebiliyor."
tedavisinin olmadığı hastalıktır. bir kere bir dönem antibiyotik tedavisi görmüştüm ve 3-4 gün rahat nefes almıştım bu tedaviyi de sırf doktorum ilk kez burnundan rahat nefes almanın nasıl bir şey olduğunu görmem için uygulamıştı.
sinüslerimin içine civa doldurulmuş gibi hissettiren lanet hastalık. başımı öne eğdiğimde civa öne doğru akıp, gözlerimi dışarı çıkarmak istiyor. şikayetçiyim!
Bu öyle kötü bir şeydir ki... Küçücükken burnun tıkalı olmasından dolayı bayılacak kıvama gelip, servisçiye "ilk önce beni bırak n'olursun" diye yalvarmaktır.
tam bir illettir. şakaklarınızdan başlayıp alnınıza doğru yayılan tam t noktasında birleşip görüşünüzü bulanıklaştıran ve baş ağrısından delireceğinizi düşündüğünüz hastalıktır. bu sinizüt yüzünden 2 gün uyumuş insanım ben. sadece yemek ve tuvalet. başka bir faaliyet yok.
