türkiye' nin en kuzey noktasında denize uzanan ince bir yarımadanın üzrine kurulu sinop, şehirleşmesine rağmen orta karadeniz'de yabanil ve el değmemiş doğasını koruyabilmiş nadir yerlerden.
sinop'a gittiğinizde boztepe yarımadası'na çıkın. 200 metre yükseklikten kuzeyde ukrayna-kırım, doğuda gürcistan tarafına bakın, denizin turkuvazını izleyin.
karakum'dan gün doğumunu seyredin.
fiyortvari hamsilos koyu'nu görün. kendinizi türkiye'nin en kuzey ucundaki inceburun feneri'nin ıssızlığına bırakın.
içindeyken karadenizde hatta bazen yeryüzünde olduğunuzu unuttuğunuz, insanları gösterişten uzak ve sakin olan, limanı ve sevimli kahvehaneleriyle yazları insana daha hoş görünen, özlenen, sevilen... içtenlikle "bütün ömrümü geçirebilirim" diyebileceğim şehir.
kısaca bahsetmek gerekirse; öğrenciysen kışın çekilmez bu şehir, ama yazı başkadır upuzun kumsallar masmavi pırıl prıl ılık denizi cicileri bicileri falan. sonucta memleket işte hertürlü katlanmak zorundasın.
Kaderin beni ve aylemi hayince sürüklediği Karadeniz illerinden biri.
Ama iyikine sürüklemiş denilen cinsten bir şehirdir.
Amma velakin nükleer kurbanı vilayetlerdendir.
Çevre eylemi yapılasıdır.
Limanlıdır.
Denizi Girilesi buruşana kadar çıkılamayası bir denizdir birazdan gidicem ehe.
(bkz: Kod adı : Karadenizin incisi)
"apartmanlar denizden içeriye doğru yükselir ,böylece kimsenin manzarası kapanmaz." tanımlamasının geçerliliğini yitirdiği kent. 3 tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, evlerden denizi görmek imkanı kalmamıştır.
coğrafi olarak karadenizin en az yağış alan kentidir ama en büyük şanssızlığı insanlarının girişimci olamamasıdır. oysa hem doğal güzellikleri hemde tarihi güzellikleriyle adından çok söz edilen bir şehir olmalıydı. denizi yeşili bereketli toprakları sıcacık güneşi ile gidilesi görülesi yerdir güzel memleketim.