zonguldak'tan sahil yoluyla giderken pek çok güzel yerden geçersiniz daha sıcağına, daha samimisine varacağınızı bilmeden. bir sonbahar mevsiminde gitmiştik. balıkçılar, sahildeki kahveler çok samimi bir şehirdi. muhtemelen yazın çok daha güzel oluyordur. bir gece misafir edebilmişti bizi kendisine çünkü daha gidecek çok yolumuz görecek çok yerimiz vardı. bir dahaki sefere daha fazla kalmak umuduyla ayrıldım kendisinden. belki bir yaz mevsimi. gidin görün. görmeden ölmeyin.
Karadeniz'in incisidir. Yaz ayları bir çok yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapar. Ve halkının açık görüşlü olması , eğlence hayatı, sahili ,denizi çok başkadır. Sinop insanı başkadır. Her yerde bir tanıdık görmek yaz akşamlarını güzelleştirir. Orada sıkılmak bile güzeldir. insan sıkılmayı bile özler. Sinop o kadar ayrıdır ki Karadeniz'in incisi diyenler gerçekten doğru söylemişler. Karadeniz'de üç liman vardır. Sinop ,Temmuz,Ağustos.
Bana en güzel günlerimi yaşatan şehir. Döndüğüm andan itibaren özlemeye başladım. Sinop başkadır gitmeyen anlamaz bambaşkadır. Akşamları bir balıkçı teknesin de cezaevine karşı rakınızı yudumlamak ya da canlı müzikte eğlenmek sizin tercihiniz. Sinop tüm güzellikleriyle bekler.
Karadeniz'in en tembel insanlarına sahip insanları bu ilin şehir merkezinde yaşar. Yıllarca Amerikan üssüne bel bağlayıp bedavadan yaşamışlardır. Kafayı çekip balık tutmaktan başka bir şey yapmazlar. Tek yaptıkları iş CHP'ye oy verip ülkeye zarar vermektir. KEndimde bu şehrin boyabat ilçesinden olduğum için biliyorum ki Boyabat bu tembel balıkçılardan ekonomik olarak çok daha gelişmiştir.
tartışmasız karadenizin en medeni şehridir, nerdeyse istanbul'un bir mahallesi kadar nüfusu, iki tarafındaki denizi, salaş lokantaları ile birkaç gün kafa dinlemeye birebirdir.
denizi acayip kirli lan. sinop merkezde kalenin arkasındaki sahilde denizanalarından yosunlardan pislikten yüzülmüyor. doğru düzgün bir plaj bulamadım. belki sinop hapishanesini falan gezerim. kastamonudaki plajlar bile burdan daha iyi lan. memeleketim diye hor görüyomuşum demek ki kastamonuyu.
TEORiDE NÜKLEER ENERJi TARAFTARI BiRi OLARAK NÜKLEER SANTRAL iSTEMEDiĞiM iLDiR. MEMLEKETiM SAYILIR. bUNUNLA BERABER SiNOPTAN NÜKLEERi KOVSAN BAŞKA KIYI KESiMLERiNE YAPILACAKTIR. bEN SiNOPLUYUM VEYA ÇEVRESiNDE YAŞIYORUM DiYE ÜLKE ÇAPINDA BiR MÜCADELE VERMEK GEREKiRKEN ŞEHiRSEL BAZDA MÜCADELE VERiP SANTRALi SiNOPTAN KOVUNCA ÜLKE DEĞiL SADECE SiNOPLULAR KAZANACAKTIR. o da tabi yan şehire falan kurulmadığı takdirde.
bUNUNLA BERABER GEREKEN ŞARTLARDA ENERJi ÇEŞiTLiLiĞi BAKIMINDAN NÜKLEERi GEREKLi BULUYORUM AMA TAYYiP'iN ŞARTLARI SAÇMASAPANDIR... ha bir de nükleerin bacalarından atık falan çıkmaz. Sinop veya benzeri şehirler için bugün yegane tehlike taşıma suyla değirmen çevirmeye çalışmak olan termik santrallerdir. Gemilerle veya boru hatlarıyla yakıtı sağlanan santralleri hem kurulumu ucuz hem de doğayı anında katleden yapıdadırlar.(ha bir mühendis olarak termik santrallere de karşı olamam akla ve mantığa sığmaz enerji yoktan var edilmiyor da taşıma suyla değirmen de dönmez verimli olmaz)
nükleer santral için tercih edilen güzide memleketlerimizden bir tanesi. özellikle sinop'lu yazarların birleşip halkı uyandırıp istemediklerini dile getirmeleri gerekiyor çünkü nükleer santrali en çok etkileyecek durum o yörenin halkının kurulmasını istememesi ve eylemler yapılması.
yıllar yıllar önce tabir caizse geçerken uğradığım şehir. bir gece konaklamıştım öğretmenevi'nde. çok az şey kalmış oradan aklımda. birkaç fotoğraf karesinden ibaret sinop benim için.
karadeniz'de tek bir kere o tonda bir deniz gördüm. adı üstünde kapkaradır karadeniz. ama sinop maviş maviydi. renk tonunun ismini bilmiyorum, babaannem maviş mavi derdi o renge. neyse, dedim ya karadeniz'de tek bir kere gördüğüm bir renkteydi sinop. sonraları çok düşündüm gerçek miydi o gördüğüm diye. zira anılar eskidikçe gerçekle hayal karışmaya başlıyor. benim için gerçek mi hayal mi karışan iki şehir vardır, biri sinop biri de bolu.
karadeniz'in diğer şehirlerine göre daha modern ve kesinlikle en medeni olanıdır. zira gittiğimde kendimi karadeniz'de değil akdeniz şehrinde gibi hissettim. gidilip görülmesi gereken muhteşem bi şehir.
şehrin girişinden (özellikle gece) yüz üstü yatan ördek görüntüsü veren memleketimdir. (dsiden ileri taraflar, bilen bilir) insanları moderndir. hoşgörülüdür. karadenizlilere has özellikleri bulundurmazlar. merkezdekiler, boyabat* halkını pek sevmez. boyabatlılar da nerelisin diye sorulduğunda sinop yerine boyabatlıyım cevabını verir. boyabatlıların beni bağlamadığı, sevdiğim memleketim. artık sadece yazları gelsem de yetiyor. zaten çok özlenir ama 4.günden sonra sıkılınır genelde.
yarın mümkünse ön tatil için gideceğimiz türkiye nin en güzel tatil beldelerinden birisi.
karadeniz in kıyısından köşesinden geçmemişler hassiktir çekecekler ama, neredeyse bütün tatil yerlerini dolaşmış birisi olarak söylemek istiyorum ki, sinop akdeniz de ve ya ege de olsa, türkiye nin bodrum u olurdu. *
kastamonuluyum lan, sinoplu bile değilim.
yaz geldiğinde nüfus patlaması yaşanan şehir. esnaf olmayan sakinlerin pek hoşnut olmadığı durum. kışın çok sakin bulunmasına rağmen ve bundan şikayet edilmesine rağmen yazın kalabalığından şikayet etmekten de geri kalmayan şirin halkı da vardır ayrıca.
yemyeşil doğası tarihi ve turistik yerleri ile çok şirin bir ilimizdir sinop. en kuzey de bulunan insanlar türkiye genelinde haliyle hep bu şehirden çıkarlar.
kentin girişinde bulunan tarihi surlar isa' dan önce yedinci yüzyıldan kalma olup hoşgeldiniz derler bu tarihi kente. mamafih nedense sinop bu özellikleri ile diğer birçok ile oranla geri planda kalmıştır hep.