nedenini bilmediğim halde yoğun olarak yaşama isteği uyandırıyor bu şehir bende. daha gitmişliğim görmüşlüğüm yok ama beni çeken bir tarafı var sanki. en kısa zamanda ziyaret etmek istiyorum.
söylenene göre yazın çok canlı ama kışın vasat bir şehir oluyormuş. klasik anadolu şehirleri gibi yani. bir de yolu çok uzun ve bozuk olduğundan gelişememiş diyorlar.
yaz boyunca kafa dinleyebileceğiniz, plajları pek iyi olmasa da tertemiz denizi yüzünden tercih edilebilecek tatil bölgesidir. özellikle ege ve akdeniz'in tuzlu sularını sevmeyenler için sinop biçilmiş kaftandır. sinop'ta kimse kimsenin tavuğuna kışt demez rahatlıkla istediğiniz saate kadar dozunu kaçırmadıkça eğlenebilirsiniz. tek dezavantajı deniz mevsiminin kısa olmasıdır. gece hayatı güney kadar renkli olmasa da yeleşik nüfusu 30 bin olan bir için yeterli seviyededir.
anadolu'nun en kuzey ucundaki cennettir. potansiyeli değerlendirilemeyen bir turizm değeridir aslında. dünyada güneşin batışını ve doğuşunu denizden izleyebileceğiniz -bildiğim kadarıya- tek yer olmasına rağmen bu avantajını değerlendiremeyen şehirdir. nemrut, göreme gibi güneş batışının çıplak gözle izlenmesine olanak yapan yerlere düzenlenen güneş turlarına sinop'un da ihtiyacı var.
diogenes'in memleketidir. sabahattin ali'nin "aldırma gönül" şiirini yazdığı sinop cezaevinin bulunduğu yerdir. termik santrallerle beton ve çelik yığınına dönüştürülmekte olan yerdir. sanayisi gelişecektir.
izmir'den sonra en güzel kızlara sahip şehirdir. insanları "napiyin la", "napisin ganki" şeklinde konuşur. 2 gün kalın sizde öyle konuşmaya başlarsınız. sinop insanı iyidir,hoştur ama sinop'ta kışın havası çekilmez.
memleketim. doğası ve denizi eşsiz güzelliktedir, ancak yaz mevsimi kısa olduğundan ve reklamı hemen hemen hiç yapılmamasından dolayı fazla turist çekmemektedir. gidilesi, görülesi, yaşanası yerdir.
Eniştemin memleketi olması münasebetiyle gittiğimiz şehir. Boyabat ve Gerze'yi gezdik.
+Havasının çok temiz olması
+Mısırın tadının enfes olması. (Yedikçe yiyesi geliyor insanın 7 tane yedim üst üste ve inanın bana farkına varmıyorsunuz. istanbul'da yediğimiz odunmuş meğer, yalanmış meğer *
-Sürekli yağmur yağma endişesi var.
erfelek şelaleri , hamsilos koyu ve denizi ikiye ayıran burnu ile, ayar makinası efsane filozof diogenes'in yaşadığı şehirdir. ada mideyesi, cevizli mantısı ve mokul'u meşhurdur. yarım ada olduğu için dalga nerden gelirse gelsin, mutlaka durgun bir denizi vardır, yazları tatil için çok uygundur otel fiyatları, gecelik kahvaltı dahil 30 tl gibi makul bir fiyattır. birde şehrin içinde hiç trafik ışığı yoktur, zaten buna gerekte yoktur.
Ölmekte olan, sürekli nüfus kaybeden bir il. Doğum oranı da düşük. Bu durumda eğer nükleer santral veya başka bir şekilde bir atılım yapılmaz ise, 15 seneye yok olacaktır.
Nükleer santral kurulmasın diye günlerce dua ettiğim*, insanı havası suyu güzel şehir. Gördüğüm ilk karadeniz şehri ve de ilk görüşte aşk gibi bir şey.
bazen günde 4 mevsimi yaşayabildiğiniz bir yer. 30.000 nüfuslu çok büyük olmayan rüzgarı bol memleket. ilk defa gittiğinizde kafanız karışabiliyor sağ tarafa bakıyorsunuz deniz, sola bakıyorsunuz yine deniz. insanları sıcak kanlı bir yer.
yakın zamanda kıyılarında platform maharetiyle petrol aranacak ilimiz. yaklaşık 4 yıldır süren arama çalışmaları dileriz bu sefer olumlu geçer ve adı kara olan denizimizden petrolü çıkarırız.