Bende bu insanlardan biriyimdir. Ama şöyle bir şey var, bir insan beni üzücek davranışlarda bulunuyorsa karşımdakini kırmamak için gidip söyleyemem onun yerine soğuk davranarak anlamasını sağlarım. Karşımda ki hâlâ mallıkta sınır tanımıyorsa o an yanımda kim var kim yok bir önemi olmuyor ve oracıkta resmen nefretimi kusuyorum sonra haklı konumdan haksız konuma düşüyorum tabiki.
O an agzına geleni sayar, sinirlendigi konu dısında da aklına gelen her konuda kırıcı konusur. Kırar döker karşısındakini. Sonra bir pismanlık gelir. Ama hep sonradan gelir.
Sevdiklerime karşı son zamanlarda olmadığımı düşünüyorum. Ya konuyu değiştirme uğraşına giriyorum, ya uzaklaşmaya çalışıyor, ya da canıma iyice tak ederse kimsenin görmediği bi yerde ağlayıp tekrar geri dönerim. iyice olgunlaştım sanırım, kolay kolay kimselerin kalbini incitemiyorum. Ama gözümde normal yada az değeri olan kişilerin insanlar arasında beni rencide edecek laflarına muhatap olursam ister istemez ağır konuşurum.
ama en azından şunu biliyorum. kalp kırsam da sonra pişman olur ve karşı tarafın gönlünü almak için elimden geleni yaparım. bir de diğer bir model vardır ki evlerden ırak. sinirlenince kendini tutar ama kin de tutar. tıs tıs yılan gibi kendisini kızdıran kıran insanı ilk fırsatta yıkmak intikamını almak için zaman kollar.
bu da benim tesellimdir. kin tutmam uzatmam içimde biriktirip arkasından kumpas kurmam. aklımda ne varsa dilimde olan odur ve hemen unutur gider intikam gütmem. çok tatlıyım yani.