şu sıralar çok sık girdiğim, girdiğim gibi de çıkamadığım durumdur. sanki sinirlenmek için dünyaya gelmişim ya. bir küfürler bir küfürler ama sonra da arabama binip hız yapıyorum, başkasının canını yakmasam bari.**
hıçkırık, öksürük ve şiddetli ağlama gibi belirtilerle baş gösteren zıkkım. öyle bir ağlama ki tüm dünyayı inletme.
yıldızlı not: sinir krizi geçiren kişiye dokunmayın, onla konuşmayın, kendi haline bırakın zira sizin o sempatik ya da antipatik yaklaşımlarınız sadece hıçkırıkların iki yüz elli kat artmasına yol açıyor.
bir sansar salvo sarkisidir. durumu gayet iyi anlatmistir.
sehir bir okyanustu hep köpek balıklarıyla
ben nehirde beslenirdim onların artığıyla
gözlerinde olmasın bende olmiyim
oğlum sevenim olmasın bende sevmiyim
karanlık sokakta yürürken yüzüm gülmesin
ve ben kendimle ağlarken kimse görmesin
bu fırtına dinmesin dalgalar inmesin
ve ben benimle kalıyim kimse bilmesin
ve ben içimden geleni yazıyim kimse duymasın
ve bana özel bir melodim olsun sizin değilki o
benim içinde ağlasınlar ölemedimki hiç
ve bende dalga geçiyim hayatla gülemedimki hiç
bir hayat borcunuz var bana geriye verin
durun ne olur gitmeyin geriye gelin
ve ben çığlık çığlığa sinir krizlerimle
yumruk attım duvara şu an krizdeyim
bu bir sinir krizi tansiyon yüksek
bu bilimsel bir olay beynim hisset
gecenin ortasında ve güneşe hasret
major bir depresyon türü içimde kasvet
ciğerlerim sıkıştı konuşamıyorum
nefes almak çok zor geliyor yaşayamıyorum
ve ben bende değilim sanki içimde başka biri
ve o biri bir deli gözleri dönmüş
o an bir sigara yakıyorum şimdi sakinim biraz
bir an diyorum ne oluyor bu yaz soğuk bir yaz
ve etrafıma bakınıyorum ürkekçe bakışlar var
kim bu diyorlar sanki yakın akrabalar
sıkıyorum yumruğumu diyorum yapma
dinlemiyor içimdeki diyorki kalk ayağa
yak yık ve küfret evini mahvet
ve diyorumki ne olur yapma diyorki çok geç
onlar yaptılar bana hemde acımadan
onlar yaktılar beni hemde diri diri
yeni bir krize giriyorum ellerim titriyor
üzgün değilim ama gözlerim doluyor
bu bir sinir krizi tansiyon yüksek
bu bilimsel bir olay beynim hisset
gecenin ortasında ve güneşe hasret
major bir depresyon türü içimde kasvet
aylardır içinize atarsınız. kimseyle paylaşamaz, dertleşemez hep içinize atarsınız. mideniz sürekli bulanır, kusmak ister kusamazsınız. bu durumda en büyük yardımcınız baş parmağınızdır. çıkarır rahatlarsınız. zaman geçer, içinize atmaya devam edersiniz. fakat bir an gelir, nefesiniz daralır, kabınıza sığamazsınız. kalbiniz deli gibi çarpmaya başlar. tek isteğiniz deli gibi çığlık atmaktır. kendinizi sıkarsınız, sıkarsınız, sıkarsınız.. ve bir an gelir gözünüzden yaşlar süzülmeye başlar, hıçkırıklar takip eder, ve sonra kendinizin bile tanıyamayacağınız tuhaf sesler çıkarmaya başlarsınız. susar susar tekrar ağlamaya başlarsınız. kendinizi öyle bir kasarsınız ki.. kendinize geldiğinizde her yanınız titriyordur, soluğu en yakın psikiyatri servisinin acilinde alırsınız.* verilen bir adet xanaxla kendinize geldiğinizi zanneder, bi süre ayakta duramaz, en sonunda uykuya dalarsınız. kalktığınızda ise bacaklarınız deli gibi kasılmaktadır. eğer böyle bir tecrübe yaşadıysanız, sinir krizi geçirmişsinizdir.
daha önce kendinizden hiç duymadığınız kadar farklı bir ses tonuyla çıkan çığlıklarınızı işitmeniz. "noluyor bana?" diyecek kadar bilinçli olmanız fakat buna rağmen kendinizi durduramamanız. bağırdıkça bağırmak, canınızı yakmak istemeniz, kasılmaktan beton gibi katılaşmanız, ağlamak isteyip, gözlerinizden bir damla yaş gelememesi, fakat bir müddet sonra bedeninizin yorulup, kendini bırakması sonucunda hıçkırıklara boğulup, kendinizi gene durduramamanız. ertesi günse boynunuzdaki kaslar başta olmak üzere bütün vucudunuzun dokunamayacağınız kadar acıması. sonraları bunu bir daha yaşamaktan her an korkmanız.
şok edici bir olay (bir yakının kaybı, kavga/dayak, panik atak,..v.b.) karşısında geçirilen, bu esnada ellerin genelde vücudun iki yanında yumruk şeklinde kilitlendiğini gözlediğim durum.
kendini kaybetmek.. duvarları yumruklamak.. sizin iki katınız olan insanların dahi size engel olamaması.. göz yaşlarının inatla akması.. çok sonra, unutulan.. belki de unutuldu zannedilen... yaşanmadı farz edilen...
