tarafların ellerindeki kartları açmadan, birbirlerinin sinirleri ile oynayarak yaptıkları savaştır. savaşın altın kuralı, kazanmak için ilk önce çelik gibi sinirlere sahip olmak, sonra da masada zekanızı konuşturmanız gerekir. oldukça güzel bir örnek var
beklenmeyen anda beklenmeyen biçimde gelen, kötü niyetsiz, kontrol edilemeyen felaket. sinir harbinde karşıya zarar vermezsin, belki kırıcı konuşabilir kırıcı şeyler söyleyebilirsin. bu kişilik durumudur, karakter meselesidir, susmanın dışa vurumudur, kişinin çok fazla elinde olan bir durum olmamakla beraber, ağzına kadar dolu olunan anlarda patlak veren hadisedir. öyle her gün sinir harbi yaşanmaz yani. bu bakımdan böyle bir illete maruz iseniz, sizi olduğunuz gibi kabul edebilecek erişkenlikte insanlarla diyalog halinde olmanız gerekmekte. kimse dört dörtlük, mükemmel değil.
insanın içinden saçını başını yolmak geliyor böyle anlarda, ayaklarını yere vura vura bağırıp çağırmak; fakat iş yerinde oluyorsun, yolda belde oluyorsun, efkar- ı umumiye delirdi demesin diyorsun.gelip sözlüğe bir entry giriyorsun.
ilk konusanin kaybettigi savas.
gizli goz yaslari, bakismalar, saatin tik taklari...
ilac olmasini beklemezsin bi sure sonra sana hain hain akip giden zamandan.