istanbul'dan izmit'e gidilecektir. efe tur'dan bilet alınır, koridordur (37 numara galiba) "tüh be, cam kenarı hiç bi' yer kalmamış" denir ama pek takılmaz. neyse otobüs gelir, koltuğa geçilir.
koridor denk geldiyse "cam kenarına geçiym de eleman pasiftir belki kalk demez" gibi kurnazlıklara girmeyi tercih etmem şahsen o yüzden koridor tarafına oturdum bekliyorum, dangoz abimiz geldi, dizleri koridora doğru çekerekten "geçin abi" işareti yaptım. abi "benimki koridor!" dedi, "hadi ya, bana da koridor dediler ama olsun fark etmez buyrun" dedim. geçtim cam kenarına, abi oturur oturmaz "benim için fark eder kardeşim, ben üniversitede hocayım, koridorda okumam gereken şeyler oluyor" dedi. "tamam hocam oturun, dediğim gibi benim için sorun değil" dedim. abimiz "halk nasıl bu kadar bilinçsiz oluyor, nasıl dan diye istediği yere oturuyor anlayamıyorum" dedi, fildişi kulesinden kofti bi' tiradla başıma orthanc'ten caradhras'a büyü yapan saruman kesildi. bende kayış koptu haliyle, adama yer verdik bi' de bilinçsiz damgası yedik. hemen aklıma "deveius dikenum, insania sikenum" mottosu geldi, muavini çağırdım. bileti göstererek "şefim 37 numara hangi koltuk" dedim. "koridor abi" dedi. dangoz abi heyecanlandı "nasıl olur hep ben bu numarayı alırım böyle şey olur mu bik bik" dedi, konuşmasının geri kalanı latinceydi anlayamadık. neyse ben "isterseniz hala koridorda oturabilirsiniz" dedim.(yok lan süper bi' insan olduğumdan değil kanırtiym dedim biraz) abimiz "yok kardeşim istemem, sağol" dedi geçti cam kenarına, daha iyi ışık almasına rağmen hiç bi' sik de okumadı. bana da "otobüste derse hazırlanan hocanın öğrencilerine yazık başka bi' şeye değil" diyerekten keyifsiz bi' şekilde yolculuğa devam etmek kaldı.
yolda yürürken birkaç gencin bir köpek yavrusunu tekmelediğini görmek. o kadar sinirim bozuldu ki müdahale ettim. biz tartışırken yavru köpek inleye inleye kaçıp gitti. kaç gün geçti hala hatırladıkça ellerim titriyor.