sinifin en guzel kiziyla ayni kola secilmek

entry1 galeri0
    ?.
  1. ilkokulda hoca çoğu ne işe yaradığı belli olmayan kollara öğrenci seçer, sonra o öğrenci de kendini bir bok zannederdi. sınıf başkanı ve başkan yardımcısı seçildikten sonra ne seçilirsen seçil hiçbir işe yaramayacağı belliydi. ne kütüphane kolundakiler kitaplara dokunabilirdi ne de trafik kolundakiler ceza kesebilirdi. yine de bunlar gibi belli başlı kollara istek fazla olurdu. en azından temizlik kolundakiler gibi sınıf temizleme görevini üslenmekten kurtulmuş olurdunuz.
    hal böyleyken hocanın ''kim x kolu olmak ister'' sorusu bazı kollarda bütün sınıfın parmak kaldırması, bazı kollarda ise herkesin yere bakmasıyla yanıt bulurdu.

    yine böyle bir kol seçimleri gününde temizlik kolu seçilecekken, neredeyse yerin de dibine bakıyordum. derken hoca ismimi öyle bir söyledi ki bütün sınıf bir anda suspus oldu. ismim sınıfta yankılanıyordu; pokezatt pokezatt pokezatt pokezattt...
    ve hemen ardından bu sessizlik götleri yırtılırcasına gülen arkadaşların kahkahalarıyla bozuldu.

    evet temizlik kolu olmuştum. ne yani sınıfı mı temizleyecektim? ulan ne sikindirik bir koldu bu. gerek kızgınlık gerekse arkadaşların kahkahalarından yüzüm kıpkırmızı olmuştu.
    yalnız olay burada bitmedi. bu kola bir kişi daha seçilecekti. aman allah'ım bu kişi de ersin gibi sınıfın en manyak çocuğu falan seçilse akademik kariyerim ilkokul üçüncü sınıfta bitecekti, bırakacaktım okulu.
    derken pınar dedi hocamız. bütün sınıf falım sakız reklamındaki köylüler gibi ''vaoouuu'' çekti. pınar ki yalnız bizim sınıfın değil okulun da gözbebeğiydi. az önce göt dahil bütün organlarıyla bana gülen sınıf arkadaşlarım şimdi sırtımı sıvazlıyordu. hatta bir arkadaş gelip bana öğretmene ''ben bu kolu berat'la değiştirmek istiyorum'' demem karşılığı sosisli ve kola teklif etti. olayın gazıyla yüzüne bile bakmadan reddettim.

    hemen ertesi gün pınar'la bu konuda konuştum ''öğretmen ne derse onu yaparız dedi''. pınar benimleydi artık nasılsa! bütün gün beraber okulun temizliğiyle başlayıp, arkadaşlığımızın güzelliğiyle biten konuşmalar yapacaktık. tenefüslerde yanıma gelip ''ya pokezat bu ersin de çok pissss yaa'' diye şikayette bulunduğunda başını göğsüme yaslayıp ''boşver sen o pisleri'' diye teselli edecektim.
    ertesi gün hocanın yanına gidip temizlik kolları olarak bir toplantı yapmamız gerektiğini söyledim. hoca ''yaparız yaparız'' dedi. bir hafta sonra isteğimi tekrarladım ''tamam yaparız bir ara'' dedi. artık üç-dört günde bir hocaya bir şeyler yapmamız gerektiğini söylüyordum. hoca ise o zamanlar çok iyi anlayamamış olsam da beni başından savıyordu. koca sene geçti hiçbir s.kim olmadı.
    gönül isterdi ki bu yazı ''süper bir şey'' temalı olsun ama değil. gerçekten zerre önemli bir husus değil. tam tersine habire hocanın yanına gidip toplantı teklif eden manyak bir öğrenci damgası yedim. pınar yine ip atlasın, yine arkadaşlarıyla konuşsun...

    babam hep ''sende ticaret kafası yok'' derdi, hakikaten olsaydı hiç değilse o sosisliyi yiyip, kolayı içerken berat'ın yüzüne bakıp pis pis sırıtabilirdim. ah ulan ah.
    11 ...
© 2025 uludağ sözlük