genelde romanlar filmlere uyarlanirken eksiklikler olur. romani okuyan insan filmi seyrederken hayal kirikligina ugrayabilir. buna örnek olarak kendi adima yüzbaşi corellinin mandolini'ni verebilirim. kitaptan aldigim hazzi filmden kesinlikle alamamistim.
tersi durumlarda olabilir. mesela metin kacan in romanindan uyarlanan agir romanda ise filmin kitaptan daha basarili oldugunu soyleyebilirim.
ayrica (bkz: rüzgar gibi geçti)
Şu an yazılmamış olup aklıma gelenler. Ortak noktaları ise filmlerin kitaplardan çok daha az heyecan vermesi.
Bence büyük hikayeleri belli zamana sığdırma uğraşı onları sadece ana hatlarıyla ele almayı gerektiriyor, ancak mükemmellik daima ayrıntılarda gizlidir. Lost gibi uzun soluklu dizilerinde çıkışı bu mantıkla olmadı mı?
evvelinden okudugunuz kitabi, baska bi insan gozunden gormek. genelde hayalini kurdugunuz hic bisey cikmaz karsiniza. bu da oldukca uzer. valla cok uzer.