şimdi bak hüseyin, yanaş yanıma. senin de başına geldi bu, biliyorum. kandırmayalım birbirimizi.
sokakta gördüğün tezgaha yanaştın önce usul usul. bir sürü güzel kapaklı cd dikkatini çekti önce. işte o an karar verdin, işte o an düştün o büyük hataya...
yılların film eleştirmeni, elinde sigarası ve üzerinde vazgeçilmez satıcı yeleğiyle duran satıcı abiye sordun sonra; "abi hangisi güzeldir bu filmlerin, ne tavsiye edersin?"
"hababam sınıfı vereyim sana? bak bak daha yeni çıktı, her yerde bulamazsın bunu."
eveet, topladın sonra arkadaşlarını hüseyin. toplaştınız televizyonun başına. sen de yaptın bunu necati, sen de yaptın ahmet. bakma öyle. kınama.
o siyah çerçeveli ekranda gördüğünüz ise sadece şuydu bunca çabanın sonunda;
sinemada oturmuş film izleyen düzinelerce kafa. arkadan sesler geliyor ve o sesleri bastırırcasına hayvani gülüşmeler.
ulan diyosun, aslında şu herif az daha sağa yatsaymış...