gece gece sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırınca aslan kral'ı izleyeyim dedim. başlarken de aklıma bin çeşit anı doluştu tabi. annemle ayrı okulla ayrı gitmiştim bu filme. sonra oradan "ilk izlediğim film hangisiydi acaba?" diye sordum kendime. böyle kendi kendimle diyaloga girdiğim zamanlar olmasa daha mutlu olabilirdim belki neyse o sırada hatırladım ki beni götürdükleri ilk film alt yazılıydı. o zaman çok utanmıştım. ya salak neden sen utanıyorsun anlamıyorum diye, hiç mi düşünmemişler dört yaşındaki çocuk ne anlar alt yazılı filmden. çakmaktaşlar'ın filmiydi fakat hiçbir şey anlamıyordum. sıkılmanın ne demek olduğunu ilk defa o zaman öğrendim sanırım. çıkamıyorsun, konuşamıyorsun. çocuk dediğinin tabiatında sıkıldığında istediğini yapmak, ortamı terk etmek gibi şeyler var sonuçta. ilk sinema deneyimim tam bir hüsranmış gerçekten.
ilkokul 5. sınıfa gidiyordum. karate kid'de oynayan ralph macchio'dan sonra yeni aşk arayışlarına girmişim demek ki ama asla aradığım aşk değildi macaulay.
genellikle çocuksu filmlerdir. çünkü sinemaya çocukken gitmişsinizdir. Bazı siyasi filmlerin ismini veren kişiler ise hiç inandırıcı gelmiyor, çünkü o yaşta, öyle filmlerde sinemada ancak uyursun.
space jam'in akillara zarar bir sekilde sanki ilk sirayi cektigini gözlemlememe sebebiyet vermis anket ayarinda baslik.
demek ki 1996 yapimi bir filmi pek hatirlayamayan kisi tahmini 4-5 yaslarinda olur. bu da gösteriyor ki sözlükte 1990-1991 dogumlu kisilerin bir hayli cok oldugudur.