genelde romantizm yapmak yerine yiyişmek için seçilen biçilmiş kaftandır... eğer o kadar romantik olmak isterlerse yemeğe gitsinler efendim, ne işleri var karanlıkta... karanlıkta boş sinema salonunun en arka sırasından daha ziyade başka şeyler diye biliyorum ben... **
eğer gittiğiniz sinema setbaşı sinemasıysa, gerçi gidilecek başka sinemamı kalmadı derim ama ben de gitmiştim mecburiyetten, asla oturulmaması gereken sıradır. zira motor sesinden başka bir şey duyamazsınız... önlere de gelir ses ama bi nebze olsun daha iyidir arka sıraya göre...
antalyada migros cinebonus sinemalarında ikili koltukların ince fikirli arkadaslar tarafından düşünülmesi çok güzeldir. bilet alırken çift olarak yanaşırsınız şu filme iki kişilik yer alabilir miyim dersiniz o da size ekrandaki kalp şeklindeki iki kişilik bu nacizane koltukları göstererek bakın buralar boş der. bir nevi teşvik. hadi o yanımdaki kişi kardeşimse?
neyse çiftler sonra arkadaşları arasında konuşurken ya da başka biri ile o koltuklarda film izlerse aynen şunları söyler; şu koltukların dili olsa da konuşsa...
lise yıllarının vazgeçilmez yiyişme mekanıdır. o zamanlar "boş ev" nerdee. her karanlık mekana potansiyel yiyişme mekanı olarak bakıyorduk, gençlik ateşinin verdiği abazanlıkla. o kadar ki ANKARA METROPOL Sinemasında sürekli gittiğim, utanmasam, ne utanması, verseler nerdeyse kiralayacağım koltuklar vardı; k-2 k-4. yazın bir yere. evinizde bile bu kadar rahat edemezsiniz. yuh.
genellikle çiftler tarafından zapt edilen koltuklardır.amaç bellidir ve sinemaya tek başına(yani sap,yani kimsesiz,yani damsız vs.) gelmiş bir erkek izleyecinin en arka sıraya oturması durumunda rahatsız olan çiftlerin ''ne işin var lan senin burda!!!'' şeklindeki bakışlarına maruz kalması durumunu yaratır.
(bkz: çiftler birbirlerinden pek rahatsız olmaz)
kız:tahminci yeter ya biraz da filmi izleyelim zaten yanımızda insanlar var.
tahminci:aşkım ama baksana onlarda yiyişiyorlar.bak bak nasıl öptü kızı.