sinema ve surrealizm

entry3 galeri0
    1.
  1. ilk gerçek üstü film sanılandan daha eskidir aslında. georges méliès'in le voyage dans la lune filmi çoğu sinema kuramcısına göre ilk gerçeküstücü filmdir.

    başlık başa kalınca anlamı kalmamış tabi.

    gerçeküstücülüğün sinemada kullanılmasıdır.*
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. sinemada ilk gerçek üstü film un chien andalou isimli luis bunuel filmidir. ilk olup olmaması konusunu tam olarak ispat edemesem dahi bilinen en gerçek üstü sinema filmidir endülüs köpeği.
    gerçi günümüzde gerçek üstü sinema filmi diyince akla david lynch geliyor. ancak david lynch'e de tamamen sürrealist demek mümkün görünmüyor. lynch film noir surrealizm ve kafkaesk tarzı tuhaf bir teknik kullanıyor.
    david lynch sadece ucuz basit ve kalburüstü kaba tabirle danik bir konuyu kalbur altı bir anlatım tarzıyla sunuyor. yani izleyiciye ebesinin bilmem neresini tersinden göstermeye çalışıyor. sağ kulağı sağ elle tutmak yerine sağ kulağı sol elle tutma yöntemini seçiyor. bir cümlede anlatılması mümkün bir olayı, cümleyi ağdalandırarak sayfalar dolusu bir laf kalabalığına getiriyor. oysa ben bir sinema izleyici olarak eften püften bir teması olan konuyu anlayabilmek için bir sürü gereksiz ayrıntı sembolü, ezoterik bir dili çözmek zorunda bırakılmak istemem açıkçası. ayrıca sürrealist çalışmalar tek seferde anlaşılamaz çözümlenemez diye saçma sapan bir de yargı oluşturulmuş. oysa anlatılmak istenilen şey çok basit ve anlaşılır, ama bunun için, büyük resmi görebilmek için de filmin sonuna kadar süren yönetmenin yahut sanatçının masturbasyonlarını izlemek zorunda bırakılmak da akıl karı değil.
    sürrealizm için de şahsi kanaatim bu yönde.
    sürrealizmi hiç bir sanat dalında tasvip etmediğim gibi hele hele sinemada hiç tasvip etmiyorum. sinema sadece görsel bir şölen olmaktan ziyade, gerçeğin bir izdüşümüdür. bu gerçeğin üstünü altını irdelemek de izleyiciye düşer.
    sürrealizm adeta sanat anlayışına karşı yapılmış ve ahlak dışı bir saygısızlıktır. kişiye sanat ne içindir klişesini yeniden yineletmekten başka bir amaca da hizmet etmez. geçmişi binlerce yılı bulan klasik "sanat" algısını alt üst ederek, "ben yaptım oldu" zihniyeti güden yaklaşımlar muhataba "yaptın da bana mı yaptın sualini" sordurur. evet sanat popülerlik kaygısı güderek belirli bir zümre için ya da halk için yapılmaz. sanat en başta sanatçının iç dünyasını, toplumsal ve kişisel olaylar karşındaki düşüncesini anlatır. ama bu sanatçının toplumun ve içinde bulunduğu kültürün bir parçası olduğu gerçeğini değiştirmez. böylece halktan kopuk bir anlayışı doğmaz. fakat sürrealizm de durum bunun tam tersi şeklinde gelişir.
    zaten o dadaistler yok mu o dadaistler. gördükçe ebelerine atlayasım geliyor onların. insanı zorla infiale sürükler böyleleri.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük