çoğu zaman bir filmle ilgili peşin hükümlü olmamıza yol açabilen sahnelerdir.en unutulmazlarından biri de once upon a time in the west filminin başındaki o bekleyiştir.birbirinden sinir bozucu karakterlerin insana fenalık veren davranışları açılışa damgasını vurur.tren istasyonundaki sinir bozucu sesler, tabancasının içine sinek hapseden bir adam ve tavandan akan suyu şapkasında biriktirip sonra da içen başka bir adam ve beklenen yabancının gelişi.harmonikadan dökülen nameler.kurşun sesleri.herşey mükemmel tasarlanmıştır ve filmi ilk kez gören bir seyirciyi koltuğuna çivilemeyi başarır.
(bkz: saving private ryan)*
ilk 20-25 dakikası normandia çıkarmasıyla başlar ki bu çıkarma sahneleri inanılmaz gerçekçi aynı zamanda da inanılmaz rahatsız edicidir.
hiç düşünmeden la haine derim. film bir molotof kokteylinin dünyaya çarpmasıyla başlar. sonra ellinci kattan düşen adamın öyküsü: her bir kata geldiğinde "buraya kadar her şey iyi, buraya kadar her şey iyi; ben aslında düşmüyorum tırmanıyorum"
star wars serisinin tüm açılışlarıdır. a long time ago in a galaxy far far away cümlesi ve o efsanevi müzik hiç değişmez, ancak heyecanı her seferinde biraz daha artar.