sevgiliyle gidilen bir filme, ilk bir kaç fragman izledikten sonra yanınıza daha dogrusu başınızın tepesine, insan görunumlu bir çift gelmiştir heyecandan ne anlattıkları pek anlaşılmamkta bu yüzden bön bön suratlarına bakılmaktadır.
en sonunda yerlerine oturdugunuzu bu yuzden kalkmanız gerektiğini size söyleme çabası içinde olduklarını anlarsınız. onların elindeki biletin dogru oldugunu görür ama yinede kendi biletinizi kontrol etmek istersiniz. başlarsınız bileti aramaya lakin 6 cepli kargo pantolon, 5 cepli montun ceplerini kurcalamaya başlarsınız (bu sırada çık çık çıkk, yuh be, a.q efektlerini duyarsınız ama aldırış etmesiniz) montun cebinden 3 ay once yapılan market fişi, eki dönem kredi kartı hesap özeti, sayısal loto kuponu vb gibi ıvır zıvır şeyler çıkar ama bilet bir türlü bulunamaz...
bu sırada olay tam bir ölüm kalım savasına donmustur artık o bileti bulup haklı oldugunuzu göstermek istersiniz. ama sonuç nafile artık film başlamıstır ama sinemadakiler öfkeli kalabalık olmuşlar yuh sesleri yukselmeye başlamıstır. sonuçta o bilet bulunur ve haksız olan tarafın siz oldugu anlarsınız.
sinirden ve gerekli ayarların alınmasıya yerinizden kalkarsınız. kendi koltuğunuza oturmak
yerine çıkış kapısına dogru, yaptıgınız gereksiz eşek inadınıza yana yana sevgilinizle ''exit'' kapısından çıkarsınız...
sevgilinizinde hertürlü sözlerine maruz kalarak oradan uzaklasırsınız, yaptıgınız gereksiz ''alttan almam'' tiplerinize kufur ederek...
havalandırma sistemindeki arıza dolayısıyla dışarıdaki yağmurun yanımda oturan çiftin başına yağmasına şahit olmuştum. zavallılar filmin ortasına bile gelmeden salonu terk ettiler.
yeni tanistigi kiz arkadasini sinemaya davet eden eleman ilk once kendisine bir bilet alir, film saati geldiginde bulusmaya gelen kiza ise ayrica bilet alir. sonuc itibariyle erkek en arkada kiz onde oturur ve bir daha gorusmezler.
yanımda ki çiftin iki saat boyunca yiyişmesi. şimdi bu okadar dumur bir olay değil biliyorum. dumur olan, bunu yapan elemanların,sinemada yiyişecek yaşı bir hayli geçmiş olmaları, ve bunu en ortadaki koltuklarda yapmaları.
bir kaç yıl önce arkadaşla yazı-tura filmi izlenmektedir sinemada.hemen arkamızda oturan 60 kusur yaşlarında teyze, onun kızı ve torunu hemen arkamızdaki sırada filmle ilgisi olmayan muhabbetlere dalmışlardır.yok selma hanımların oğlundan, akşam yapacağı patlıcan yemeğine kadar her türlü detaylar konuşulmaktadır.filmdeki sevişme sahnesi denk gelir ve teyze bombayı patlatır...
-*çıkalım kızım biz seks filmine gelmişiz.*
Büyü adlı korku filminde (Korku filmi değildi) ipek Tuzcuoğlu Felak ve Nas suresini okurken Konyada sinemanın bir kısmının ayağa kalkıp olayı alkışlaması.
Bu olay gerçektir hala beni derinden etkilemektedir
surf rider ve eşi Gaziosmanpaşa Mal'a giderler. Beyaz Melek izleyeceklerdir. Film başlamadan önce bir grup ev hanımı gün düzenlemiş olsalar gerek ki, toplu halde sinemaya dühul eder ve surf rider ve eşinin bulunduğu koltuğun bir arka sırasına otururlar. film başlayana kadar, hatta ve hatta film başladıktan sonra da hiç susmadan konuşmayı sürdürmüşlerdir. * patlama anı ise, cep telefonu çalan kadının, surf rider'ın kulağına doğru eğilip, aşağıdaki şekilde konuşmasıdır. Surf çok kızgındır ama, söylenmekten başka bir şey yapmamıştır.
he canım.
***
yok yok biz sinemadayız.
****
heee, e sende gel o zaman canım benim.
****
sivastayız. arkadaşla koltuğumuza oturduk. ikimizde uzunuz. ayaklarımızı yana salmak için yanımızdaki boş koltuğa oturduk. yani saldığımız koltuk bizim biletli koltuğumuzdu. salon görevlisi geldi yerinize geçer misiniz dedi. bizde biri gelirse geçeriz yerimize zaten hemen yan koltuk bizim dedik. bunun üzerine görevli bizi dumur eden cümleyi kurdu.
-öyle olmaz sonra tüm salon karışır.
uzun süredir ilk defa arkadaslarınızla gece dısarı cıkmıssınızdır. sinemaya gitmeye karar vermis ve sonucunda kendinizi bir avm'de bulmussunuzdur. sinemadaki yer gostericilerden en az ikisi sizin tanıdıgınızsa isler cok daha kolay oluyor tabi. ortalıkta izlemege degecek bir film de yok hani. o sıralar okan bayulgen'in kanalizasyon filmi gosterimde. bileti o filme almıs bir seans izleyip arada hemen tüymüssünüzdür. arkadasınızıa gidip;
- sanırım biz gidiyoruz ne bu boyle vaktimizi harcamaya degmez
dersiniz. o da;
- o zaman caktırmadan hemen yan salona girin. orada safak sezer'in filmi kolpacino oynuyor.
safak sezer'i sevmediginiz icin filme de girmek istemezsiniz tabi ama mecburen girersiniz. yurdum insanı kıkır kıkır gulerken sizin gulecek bir sey bulamamanız ortamdan dıslanıyormus hissi verir size ve filmin tam ortasında maganda gibi insanların onunden gece gece dısarı cıkarsınııız.
- yine ne oldu pelpelpelikan'cım, neden cıktınız?
- yaani bize layık gordugun film bu muydu? safak sezer yaa her seyden once inanamıyorum sana.
- yeni film mi ceviriyim ulan sana ozel *
- bu gece burdan mutlu ayrılmak istiyorduk biz yaaee.
- tamam o zaman su filme girin korku filmi ama guzel (6)
- e peki madem.
filmin ismi kara büyü, orijinal adıyla drag me to hell. salonda sadece iki tane adam var, saat 12'yi coktan gecmis ve 3 kız korku filmine giriyorsunuz. sakin sessiz düzgün bir yere oturduktan sonra cok lanet bir sahne gelir ve gereksiz arkadasınız bagırır, ardından icine kacar. arkayı döner kafanızla kusura bakmayın isareti yaparsınız ama arkanızdaki iki ayı bunu anlamaz.
- filme ikinci seansta girmissiniz bir de bagırıyorsunuz, bu saatte sinemada olan kızlardan ne beklenir zaten. filmin icine sıctınız be diye bagırır.
gs ve pelpelpelikan sinirden yerinde duramaz fakat yer gosterici arkadaslarının isi tehlikeye girmesin diye sessiz kalmayı tercih ederler. nihayet film biter teker teker dısarı cıkarsınız.
gs ya bu dayanamaz adamın arkasından soylenmeye baslar. adam da donup;
-bana mı dedin onu sen?
diyerek gs'nin üstüne yürür. haklı olarak yuz ifadesi, rengi vs herseyi degisen gs yigitlige bok surmez konusup adamı cıldırtmaya devam eder. adam bu defa haddini iyice asar ve elini kaldırır o sırada pelpelpelikan araya girer;
- hoop noluyoruz kendine gel sen bi once
diyerek gs'nin önüne atlar fakat bu yetmez. iki numaralı maganda da pelpelpelikan'ı etkisiz hale getirmek icin onun uzerine yurumeye baslar. bu sırada gereksiz arkadas arka tarafta altına isemekle mesguldur. sinemacı arkadaslar ise bizi ayırıp ortalıgı sakinlestirmek isterler. koskaca iki adam ufacık tefecik iki kızla bas edemeyince;
- avukatımı arıyorum hemen size hakaretten dava acacagım
der ve gozumuzu korkutmaya calısır.
gs de;
-hay hay ben de hemen polisi arıyorum, iceride bizi taciz ettiginiz gerekcesiyle sizi nezarete attırıcagım der ve film orada kopar.
o iki aslan yigit delikanlı anında yok olur gider.
bu anı da tozlu raflarda yerini almıs ve uzun süre sinemaya gitmememize sebep olmus olur. her yerde, her seye erkek gibi kadınım ben diye atlayan gereksiz insanın da ne kadar pısırık oldugunu gosterir bize tabi.