akşam kanal d de izlediğim gönül yarası filminde yaşanmıştır. hadi avrupa yakasında görmeye alıştık her hafta yayınlanan bir tv dizisi, sinema filmindede olmazki be kardeşim dedirtmiştir.
genel olarak, film boyutu ile gösterim boyutunun tutmaması durumunda yaşanan bir durumdur.. yani esasen hata, film boyutunda gösterim yapmayan yayıncılarındır.. ağırlıklı olarak amerikan filmlerinin türkiye ve avrupa ülkelerinde gösteriminde yaşanır.. (bkz: tarantino filmleri) bazı türk filmlerinde de rastlanan bir durumdur.
geçen sene ülkemizde de oynayan, tamer karadağlı ve deniz akkaya'nın oynadığı living and dying adlı filmin son dakikalarında baya bir süre, kadrajdakilerle bir röportaj sahnesi çekiliyor filmde sandık.. çünkü yukarıdan sarkan mikrofon en azından o sahnenin başrolündeydi.. zaten o kısacık sahnesinde bile oyunculuğunu kanıtladı.. en azından deniz akkaya'dan daha inandırıcıydı..
pars kiraz operasyonu filminde otelde acanlık yapış sahnesinde mikrofonu 2 saniye kadar görmemiz osman sınav ın 6 milyon doları çöpe attığı kanısını oluşturmuştur. metin erksanşeytan filminde yapmadı bunu be tepkisini de koymamıza neden olmuştur.
ayrıca bir çok baba filmde de mikrofon gümüş karemize giriş yapar ancak onu görende filmden çık pozisyonuna da geçmeyiz. peki nedenn? çünkü onu markalaşmış ecnebi bir yönetmen çekmiştir. ecnebi maymun oynatsa izleriz kanaati vardır ya film guru bünyemizde. o sebepten görülmemiş gibi yapılmasında mahsur yoktur.*
(bkz: havalanma telli turnam)
edit: metin erksan ın şeytan filmi sonradan seslendirme imiş. bilginize.
edit 2: fazlaca çeliştim kendimle, affediniz.
