yıllar yıllar önce izmir - göztepe de yaz akşamlarının en büyük eğlencesiydi bu olay be! öyle böyle değil devasa dumanlar çıkarırdı bu arabalar göz gözü görmezdi resmen. her mahalleden 20- 30 çocuk takılırdık peşine bu arabanın dumanın içinde deliler gibi koşardık önümüzü bile görmeden! hele ki altımızda da bisiklet varsa kaç defa 1 metre önümü görmeden pedalları hızla çevirdiğimi hatırlarım. hatta 1 defasında park halindeki arabaya bile toslamıştım bu savdaya.
bu yaz bir iki defa gördüm bu arabalardan yemin ediyorum öyle moralim bozuldu ki artık arkalarında incecik bir gaz çıkıyor duman bile yok şeffaf birşey! teknoloji saklambaçı, yedi kiremiti, muçi yi yendiği gibi çocukların sinek ilacı sıkan arabın arkasından koşma eğlencesinin de içine etmiş.
siz koşmasanız da o evinize camdan bünyenize burundan giriyor. *
ama koşarsanız da apayrı bir zevki vardır.iki durumda da kokuyu alacağınızdan bari işi en eğlenceli nasıl yapabiliriz metodunu kullanalım da bi güzelliği olsun kararı üzerine araç peşinde koşan bıcırıklardı.. bıcırıklardık *
hangi psikolojiyle yaptığımızı bilemediğim, yaptığım enteresan istatistikler sonucunda türkiye nin dört bir yanından birbiriyle alakasız çocukların yaptığı, kimsenin neden yaptığını bilmediği eğlenceli eylem. şimdi görsem yine koşarım. *
bisikletle takip daha eğlenceli olabilir, zira ellerinizi bıraktığınızda o bembeyaz dumanın içinde uçtuğunuzu sanırsınız. bir garip özgürlük hissi dolar içinize. eğlendirir. ayrıca zararlıdır fakat sigara kadar değil.
nuri bilge ceylan'ın henüz senaryo aşamasında olan yeni filmidir. bu filmde sinek arabasının peşinde koşan çocukların iç dünyalarında yaşadıkları çıkışsızlıkları, ebeveynleri tarafından "gel buraya ağzını burnunu kırarım senin lan!" şeklinde özetlenebilecek bakış açıları yüzünden içinde bulundukları derin bunalımları eşsiz bir sinematografik anlatımla izleyebileceğiz.
sineklerin kanadını koparıp karınca yuvasına atmak gibi gereksiz çocuk eğlencesi. sinekleri öldürmesin de sinekler bize kalsın diye yaptığımız kovalamaca mıydı neydi ben de anlamış değilim.
hatırlandıkça insanı çocukluğunun o buğulu anılarına götürür, ee tabi bilgisayar başında oturmaktan beyim kıvrımları düzleşmiş şimdiki çocuklar nerden bilsin bunları...