onca ay boyunca hiç ders çalışılmadığının, boş boş gezilip vakit yendiğinin, ama şöyle bir geriye bakınca aslında o kadar da eğlenilen birkaç ay geçirilmediğinin göstergesidir. hiç çalışılmamış nice ay geçmiş, ve o aylar aslında o kadar da eğlence getirmemiştir. e o zaman şu son günlere atılan işkence, stres ve gerginliğe değmemiştir!... haliyle bu durum pişmanlık getirir: "ulan bir daha böyle yapar mıyım beee"
ama onca gün ömründen ömür verircesine, bilinmeyen, hatırlanmayan onca konuya deli gibi çalışılınca, sınavların bittiği andan itibaren öyle bir yorgunluk çöker ki kişinin üstüne, yine ders çalışmaya başlamaz yeni konular uğruna, yine dersleri dinlemez, yine sevgilisiyle gezer, pes oynar ps2 kafelerde.
sonuç: yeni sınav zamanı geldiğinde yine kaçırılmış dersler, öğrenilmemiş konular, duyulmamış ödevler, boş boş harcanan onca zamanda sıkıldıkça sevgiliyle, anneyle edilen kavgalar... onca ay boyunca toplasan 1 kez bowlinge, 5 kez tavla oynamaya, 3 kez batak atmaya, 6 kez de alkol eğlencesi yapmaya gidilmiştir arkadaşlarla. değmez ki bu kadarcık şey için 7 gün sınavın gerginliğini 24 saat üstünde taşımaya! tavlaya 2 kez giderdim de, batağı 2 kez atardım da, alkolü kısamam kusura bakma - e be anne, neden daha çok akıl verdirmedin doğururken bana?!...
benim her sınav için yaptığım eylem malesef. keşke kolay sıkılmayan biri olsam da bir programa sadık kalabilsem ama olmuyor işte. düzensizlik benim yapımda varsa demek.