bazı fakültelerde hocalar sınava tükenmez kalemle aldıkları için normal gözükecek bir öğrencidir. ama diğer yerde yardımlaşma yolunu kullanmak isteyecek öğrencilerin girdikleri şekildir. ne güzeldir öyle sınavda s"ilgin var mı?" bahanesiyle üçüncü sorunun cevabını alabilmek. ama bazı hocalar uyanıktır ve sınavdan önce "sınav esnasında silgi, kalem, uç istemek kesinlikle yasaktır." diyerek bu öğrencilerin kabusu olur.
kopya çekmek için güzel bir tekniktir. silgisi olmadığı için kişi arkadaşımdan silgi istiyorum bahanesiyle arkadaşıyla güzelce ''yardımlaşır''. kullandığım tekniklerden bir tanesidir tavsiye ederim...
hayatta da sınavda da yaptığı şeyin arkasında duran öğrencidir. çalakalem bir şeyler çiziktirip çiziktirip beğenmeyip silmek yerine düşünüp düşünüp bir kez yazan öğrencidir. Ha silgisini evde unutmuş yanındaki arkadaşının silgisinin yarısını alacak olan öğrenci de olabilir.
kalemini gerektigi zaman silgi gibi kullanmasini bilen ogrenci tipidir. fazlaca yanlis bir sey yazmayacagindan emin oldugundan, arada yaptigi ufak tefek hatalari uzerini karalayarak giderir. Hem sinava silgisiz girmenin ayri bir havasi da vardir, bu sayede ondan da faydalanir. Daha ileri asamasi icin ise: (bkz: sinava kalemsiz giren ogrenci)
hoca kılsa işi zor. sağdakiler sağa soldakiler sola komutundan sonra göz açtırmaz zira bazı hocalar.
çocuk da haklı bir yerde eminim silgisiz geçirdiği günlerin öncesinde bir sürü silgisi olmuştur. bir isyandır belki de bu. neye isyandır? ne yapılırsa yapılsa hep kaybolan silgiye.
ben de çok uğraştım kaybetmemek için. gün geldi boynuma astım, cebimde taşıdım, arkaşlarımın geçtiği tüm daşşaklara rağmen kalem kutu edinip orada muhafaza etmeye çalıştım, nafile. illa girecek bir delik bulurdu kendine tiynetsiz lateks.
her kaybettiğimde ulan bu sefer kaybet miycem puşt diye yenisi ni aldım vazgeçmedim. yeni silgi aldığım günün ertesi, kaybetmemek için taklalar attığım eski silgimi üzerin buldozer marka bot iziyle bulmak mücadeleme ağır darbeler indirdi. gün geldi şu dana gibi silgiler var ya bir kalıp sabun misali onlarla denedim şansımı sonuç hep negatifti.
en sonunda doğayla aşik atılamayacağını öğrendim. anladım ki hiçbir silgi yoktur ki sonun kadar harcanıp bitirilebilsin.
neden sonra bıraktım silgiyi. faber kastelimin arkasındaki silindir olanla idare ettim bir süre o meret de karalıyordu kağıdı mı? en başında belirttiğim kıl hocaların paylamalarından nasibimi aldım bu silgisiz öğrencilik hayatını seçmem nedeniyle.
hocalara da ikiçift lafım olacak bu saatten sonra. sınava silgisiz giren öğrenci, arkadaşından silgi istiyorsa maksadı kopya çekme uğraşı değildir, milyonlarca yolu yordamı var bu işin. böyle basit hesaplarla kopya çekecek kadar salak değildir hiçbir silgisiz öğrenci. hocam siz bu çocuğun silmesine izin vermezken burnunuzun ucunda gürül gürül kopya çeken öğrenciler size kıs kıs gülüyor. fransız mürebbiye tarzı disiplin uygulamalarınız boşa gidiyor daha türkçesi.
sınava çalışmış bir öğrencinin sınava silgisiz girmesi onun için hayatının sonu , sınava çalışmamış bir öğrencinin sınava silgisiz girmesi ise onun için hayatın başlangıcı olabilir. çünkü silgi alma bahanesiyle ya yanındaki ya önündeki arkadaş rahatsız edilir aynı zamanda ya öğrencinin sınav kağıdına göz kayar ya da şu soruyu söylesene gibi bir diyaolog gelişir.hoca sorarsa silgi isteniyordur zaten.