Dinciler kesinlikle reddeder çünkü herşey o kadar mükemmel yaratılmıştır ki simüle edilemez süper bilgisayarlar çıktı .mına koyuyor grafiklerin fizik motorlarının vesayre yok adam anlamıyor böyle birşeyin de olabileceğini ama varlığın amacının zaten simülasyon olduğunu farketmez eğer bir tanrı varsa ve dünya gerçek değilse ve insan ölünce nereye gideceğine karar veriliyorsa bu simülasyon değil de nedir.
Birtakım çılgın gamer (tanrı konsepti) tarafından oluşturulmuş NPC karakterleri ile birlikte bir o yana bir bu yana oynatılıp durduğumuz bir simüle edilmiş dünyada yaşadığımızı öldükten sonra göreceğiz belki de belki de gamerlar oyunu silecek ya da sıkılıp yarıda bırakacak biz de oyun karakterleri gibi sonsuz bilinçsizlik denen boşluğun içinde askıda kalacağız..
yobazlara bakiyorum, cok cok gelismis bir toplum bu kadar mal, bu kadar bos bir urun ortaya cikarmazdi bence. o yuzden teori curuyor.
45
13.08.2024 11:13
dinsiz kitapsiz kafir
engelsiz düşünmeyi desteklerim. hayal bilimin bile asıl kaynağıdır. aklına gelen her önermede bulunabilirsin.
aslına bakarsan basit bir önermedir. daha gelişmişleri mümkündür. tabi taraftar bulunca yayılmıştır.
evrenin similasyon olmasına gerek yoktur. varoluş mekanizması bilimsel açıdan tutarlıdır.
ilk madde çifti bir şekilde etkileşmiş ve mevcut varlıklar ortaya çıkmıştır. taşıyla kayasıyla canlısıyla, gazıyla, tuzuyla.
mekanizma belli ve ispatlı.
sadece ilk madde çiftinin nasıl ortaya çıktığı bilinmiyor.
e mekanizma belliyken, madde enerjiye, enerji maddeye dönüşebiliyroken ve karbon ve hidrojen her kılığa girebiliyorken, evreni similasyon olarak düşünmek, sadece bir oyun olabilir.
varın oynayın.
gerçekliğini düşündüren en temel deneylerden biri, çift yarık deneyidir.
bu deneyde, bir foton iki yarıktan geçirilerek yarığın arkasındaki levhada oluşan iz takip edilir.
gözlemci, yani bu deneyi takip eden birisi varsa (orada olması gerekmez, kameradan izlemesi de geçerli) foton yarıktan direkt arkaya geçer. düz bir hat halinde.
ancak gözlemciyi ortadan kaldırdığında, foton madde formundan dalga formuna geçiş yapar. bu defa arkada düz bir hat halinde değil dağınık halde bir iz oluşur.
deney aynı deneydir. tek fark, bu deneyi gözetleyen birinin olmayışıdır.
bu mantığı simülasyon teorisine uyarladığımızda, kaynakların verimli kullanılması/optimize edilmesi sonucu çıkarılabilir.
bir sistem, ne kadar çok işi ne kadar az kaynakla ortaya koyarsa o kadar verimli olur. hızlı çalışır, sorun yaratmaz.
optimizasyondan ne kadar uzak, ne kadar fazla kaynak gücü tüketirse o kadar hantallaşır, gelişime değişime sorunsuz çalışmaya o denli uzaktır.
bu teorinin gösterdiği yol incelendiğinde canlıların var olmadığı alanlarda tüm maddelerin dalga formuna dönüştüğü, bu sayede simülasyonu yaratanların sahip olduğu kaynakların olabildiğince az kullanıldığı haliyle dünyanın mümkün mertebe en verimli şekliyle var edildiği sonucu anlaşılabilir.
madde ise muhtemeldir ki çok daha fazla yer kaplayan, kaynak tüketen bir unsurdur.
bu sorunu çözmek için, gözlemcinin olmadığı her alan, her ortam dalgaya dönüştürülerek sistemde tutulur.
gözlemci (bir karınca bile olsa) ortaya çıktığı anda tüm bu dalga, yeniden maddeye dönüşür.