Simülasyon teorisine göre, bütün insanlar 1 ve 0 lardan ibaret. Yani bir nevi Matrix.
1999 yılında gösterime giren Matrix' in ardından 2003 yılında Oxford' da bir felsefeci tarafından atılan "Simülasyon Teorisi" "Dünyanın tamamen üstün bir ırk tarafından kodlanmış bir simülasyon olabileceğini" açıklamaya çalışıyor.
Ruhi çenetin son videosunun konusu. Bu teoriyi destekleyen müslümanlar tarafından olayın özünde kaza ve kader, simülasyonu başlatan bizden üst kademe olarak da Allah yorumu yapılıyor. Simülasyonu evrenin ve yaşadığımız hayatın, dinin bir modellemesi olarak düşünüyorum. Böyle düşününce taşlar yerine oturuyor gibi. Fakat bunun bir simülasyon olabilmesi için bazı şeylerin yazılması ve buna harfiyen uyulması gerekiyor. O zaman simülasyonu yaratanın yani Allah’ın tamamen bizimle oynaması gerekiyor. Ama dinimizde cüzi irade kavramı da var. Burada ipler kopuyor. Farklı bir düşüncesi olan beni aydınlatırsa sevinirim.
simülasyon teorisi gerçekliği kanıtlanmamıştır. adı üzerinde teoridir. aldatmacadır.şarlatanlıktır.
rodos adasında allah'ı ve kitabı olmayan, kıble nedir bilmeyen şeytan tıynetli maskeliler tarafından uyudurulmuş ve -haşa huzur - hakkı reddeden bir takım fikirler barınırmaktadır.
bu teori haşa huzur kainatı bir takım üst boyut varlıklarının yarattığına işaret gösterip allah'u tealayı yok saydırmaya çalışmaktadır. ....buraya kadar okudun mu ? valla helal olsun. ben olsam çoktan eksiye basmıştım :D
her ne kadar gerçek dışı olsa da ilahi saçmalıklardan daha mantıklı. gökten koyun inmiş, odunlar balık olmuş, deniz ikiye bölünmüş, göğe yükselmiş bıdı bıdı bilimum saçmalıklar ve şarlatanlıklar teorisi çok daha gerzekçe.
Gayet mantıklıdır ama benim inandığım versiyonunda, özünde üst boyutta yaşayan simülasyon pilotları bizleriz ve ölünce geri üst boyuttaki bilinç kapımız açılacak.
Bunu söylediğin an simülasyon bitmiştir. Simülasyonlar simülasyon olduğu anlaşıldığı an geçerliliğini yitirirler ( bitmezler ). Eğer simülasyonsak sorulacak soru şudur hangi sonuca ulaşmak için simüle edildik.
herhangi bir dini inançtan en ufak farkı olmayan inanç türüdür. simülasyon teorisinin varlığına inananla allah'a inanan arasında en ufak bi fark yoktur mantık çerçevesinde. sadece insan olmanın neticesi olarak herkes kendi inancının doğru olduğunu düşünür o kadar. hatta mantık çerçevesinde düşünüldüğünde simülasyon teorisi dini inançlardan baskın gelmektedir çünkü dinlerin söylemleri kesin ve eleştiriye açıktır fakat bu teori kesinlik arzetmediği gibi her daim mantıkla hareket edebildiğin bi süreci kapsar. örneğin bir oyunda olduğumuzu ve etrafımızdaki her nesnenin bi fizik kuralına binaen kodlandığını varsayabiliriz. bir masaya etki ettiğimiz kuvvet kadar tepki vererek sürtünmeyi de hesaplayıp ona göre ters yönde hareketi yine kodlarla sanal ortama aktarılabilir örneğin. yine aynı şekilde bir oyunda güneşi yaratıp batırabilir, etkisini canlılığa sunabiliriz değişkenleri tanımlayarak. rüyalarımızı gerçekten ayırt etmeyiz örneğin, hatta rüyalarımızda hislere de tabiî oluruz. sevmek, sevişmek, korkmak, üzülmek gibi. madem bu tür hissî eylemlerin tümü gerçek dünya için geçerli; o halde rüyalarımızda neden bi şeyler hissettiğimizin farkındayızdır? örneğin çocukken korktuğum için rüyadan uyandığım çok zaman olmuştur. bu korku benim iç dünyamda zühur edebiliyor yani illa gözlerim açık, aklım ve bilincimin tam hakim olması gerekmiyor duygu durumlarımın hareketi için. yani tüm bu duygu durumları aslında içimize aktarılmış yine kod bloklarından ibaret olabilir. bunları kullanmak için varlığa, bilince ihtiyaç duymuyor, yarı cenaze dediğimiz uyku halinde dahi harekete geçirebiliyoruz. hem kontrol elimizdeyken, hem elimizde olmadığı durumda harekete geçebilen duygu durumları zaten orada bi yerde kod bloklarının var olduğunun göstergesi gibi. sadece bunu nesnel bi şekilde günümüz teknolojisiyle göz önüne seremiyoruzdur belki de. hatta bi soru cümlesi okumuştum. " belki de bizler öldükten sonra gözlerimizi tekrar açıcaz ve bize şu soru yöneltilecek.
hoşgeldin x, nasıldı dünya yolculuğun? simülasyonumuzu gerçekçi buldun mu? sen orada 60 yıl geçirdin fakat burada sadece 10 dakika geçti. yeniden denemek ister misin? "
şimdi bu soruların gerçek olamayacağını ispat edebilecek en ufak bi reel unsur yoktur. dini inançlar nasıl inanç bağlamında ele alınıyorsa; yine simülasyonun gerçekliğini varsayan birisi için bu soru cümlesi de dinlerde anlatılanlar kadar gerçek ve olasıdır.
özetle. simülasyon teorisi(argümanı) içi boş sözlerden ibaret değildir. aklı biraz olsun evvel olan, basan insan bazı şeyleri sorgulayıp cevap aradığında çok farklı dünyalara yol alabilir. bu teori de o dünyalardan birine açılır. neden olmasın?
edit. am göt dışında başka konunun konuşulamayacağı şakirt yuvası ulu sözlükte elbette henüz okunmadan eksilenmiş entrydir. şaşırttı mı? nöö.. yobaz tayfa was here.
elon musk tarafından savunulan bir teori.
evrenin bir simülasyon olabileceğini söyleyip sevinilmesi gerektiğine vurgu yapıyor ve diyor ki;
''böylelikle matrix inşa eder ve içerisinde yaşayabiliriz.''
Klâsik Tanrı inancından aslında hiç bir farkı olmayan teori. Tanrı, tanrıların yerini yazılımcılar almış. Bu yazılımcinin ismi Allah, yehova da olabilir.
Dünya gerçek yer, henüz bir tane bug bile yok. Bu bug olayı çok önemli. Ne kadar mükemmel bir simülasyon yapsan da küçük detaylarda hata olmak zorunda. Dünya genelinde 9786767567866 adet bardak varsa, içlerinden biri kesinlikle uçardı.
Her şeyi bilim açıklıyor zaten. Kuramsal fizikte böyle garip garip şeyler var.